Müziğe az çok ilgisi olan herkesin soluksuz izleyeceği bir film. Çok yüzeysel olarak, azimli bir genç davulcunun çatlak bir hocanın çalıştırdığı orkestraya girmesi ve akabinde başından geçenler desek kafidir kanımca.
Şahsen bir davulcu olarak yaşarcasına heyecanla izledim filmi ve her müzisyenin aynı heyecanı duyacağını düşünüyorum. Parçalar harika seçilmiş ve yorumlanmış, filmin sonu ise ayrı harikaydı. Oyunculuklar keza. Senaryoda aforizma niyetine kullanılabilecek cümleler vardı. Ayrıca her müzisyenin, bilhassa bir yerlere gelmek isteyenlerin çıkarması gereken pek çok ders var filme. Bu bağlamda her yeni yeteneğe birkaç kez izletip özümsetilse yeri vardır.
Müzik dışında filme bakacak olursak bir mutlu son klişesi, asla pes etme klişesi. Bu sebeple müziğe karşı ilgi ve heyecanı olmayan bireylerin 106 dakika boyunca sıkıntıdan patlaması kuvvetle muhtemel. Ancak bence filmin asıl noktası bu değil ve ben bunları pek umursamadım açıkçası. Yönetmen sırf müziğin taze kanlarına ders niyetine izletilsin diye çekti deseler inanırım. Fakat dediğim gibi ilgisi olmayan bireyler için sıkıcı, klişe bir başarı öyküsünden öte değil.
Özetle, kendini müzisyen diye niteleyen her bireyin, ölmek üzere olan bir grubun her bir ümitsiz üyesinin, geleceğinde müzik önemli bir yer tutan herkesin izlemesi farzdır.
Edit:müzikle sınırlandırmanın hata olduğu kanısına vardım. herhangi bir şekilde bir hayaline giden yolda tökezleyen herkese feci şekilde gaz verebileceğini, hatta iyice izlenirse nice dersler çıkartılabileceğini düşünüyorum.