süleyman seba gitti.
siyah, yeşil, kahverengi kazakları ve kasketleriyle demir gişelerden bilet alıp girdikleri üstü açık stadlarda maç izleyen o adamlar gitti. ayın sonunu zor getiriyor da olsalar pazar öğle vakti televizyon başına geçip her golde birbirine sarılan, derdi tasayı unutan baba oğullar gitti. yarı çim yarı toprak sahalarda koşturan kısa şortlu topçular, söverken bile adabını koruyan taraftarlar gitti. rakiple yan yana izlenen maçlar, dişe diş mücadeleden sonra karşılıklı oturulan sofralar, dostça maç sohbetleri gitti. kazananın rakibini kırmadan sevinmesi, kaybedenin asilce tebrik etmesi gitti. 2000 yılında çılgın taraftarların "tam 14 sene oldu senin süren doldu" tezahuratlarıyla inönüden başı önünde gitti. farkettiniz mi bilmem ama o seneden bu seneye bi buruktu seba. 2000 sonrası endüstriyel futbola merhaba dedik ve babalarımızdan, dedelerimizden ogrendiğimiz beşiktaşlılıkta gitti. ve 14 senede sadece 2 şampiyonluk yaşadık. şimdi o çılgın taraftar ve kapitalist başkan ve yöneticiler gidip hellaliğini alsın. Nur içinde yat başkan, ruhun hep huzurlu olsun. biz şerefli ikinciliklerle başımız her daim dik yürüdük!