sırrı süreyya önder

entry2153 galeri video27
    1831.
  1. insanın ve siyasetin derinlerine vakıf oldukça şu dünyada utandırmayacak bir sosyalizmin kurulacağına inancımı yitirdim. Yirmi-yirmi beş yıldır Araflarda dolaşıyorum o yüzden. Bir ara anarşizme yaklaştım, sonra liberallikte karar kıldım. Gelin görün ki, yüz kızartmayacak bir liberallik de hayal.

    Tek tük dürüst liberallere rastlıyorum, ama büyük çoğunluğunun halleri sosyalistlerden de beter. Sosyalistler hiç değilse az buçuk düzene ve iktidara karşı duruyorlar. Liberaller, yani bizim gibiler için kapitalizm dışına çıkmak ütopya, yani böyle bir derdimiz yok. Oraya kadar sorun bulunmuyor, sorun bunun ötesinde başlıyor. Özgürlük ve demokrasiden taviz vermemek, insan hakkından taviz vermemek gerekli değil mi tutarlı bir liberal için?

    Amerika’daki, Avrupa’daki örneklere baktığımda kendine liberal diyenlerin birçoğu Bush’un, Blair’in şeytan uçurtması oldular, şimdi Obama’nın, Cameron’ın arkasında sürünüyorlar. Büyük devletlerin iktidarları geri ülkelere hiç demokrasi, hiç insan hakkı götürmüyor değiller, objektif bakalım, böyle bir faydaları var. Ama demokrasi, insan hakları en önce insan hayatından başlıyorsa, zararları daha fazla. O zaman tutarlı bir liberalin bunlara karşı kıyameti koparması lazım, ama nerdeee?

    Türkiye’dekiler de aynı. Alın Orhan Pamuk’u, alın -Araf’tan aklıma geldi- Elif Şafak’ı. Bazı eserlerini beğenerek okudum, şaheser değiller ama iyiydiler, ama bu kadar körü körüne iktidar yalakalığı, AKP yandaşlığı, Amerikan yalapşaplığı olmaz ki! Bu tavır liberalliği bir gusto dahilinde savunmayı imkansız kılıyor.

    Türkiye’de medyayı ara sıra izlediğimde “Liberalizm de olmadı, başka bir akım mı bulsam?” demekten kendimi alamıyorum. O ne düşük entelektüel bakış, o ne alçak seviyeli etik duruş öyle. Yandaşları değil, liberalleri kast ediyorum. Öbürleri rahatsız etmiyor, normaller. Bildiğimiz en alt düzey insan işte.

    Ya kendini akıl-fikir-Avrupa kültürü-edebiyat sülfürü ile bezemiş gösterenler. En radikali, en solcusu Sırrı Süreyya, Selahattin Demirtaş kültünden. En danteli Ece Temelkuran, Nuray Mert kertesinden. Kürtlere haklarının sonuna dek verilmesi taraftarıyım, onların bu yönleri kaşındırmıyor beni. Kürtleri bir katil sürüsünden kurtarmaya çalışırken başka bir katil sürüsü için çalıştıklarının farkında bulunmalarına karşın farkında değilmiş gibi masumane ağız bükmeleri, çocukçasına yalan düzmeleri ifrit ediyor. Bir faşist idareye hep birlikte karşı olalım da, hadi Kürtler kurtuldu, daha kötüsünden başka bir faşist idareye neden bu kadar körlük numarası?

    Bence Türkiye’deki liberallerin yüzde doksan dokuzu liberal değil, sosyalistlerin yüzde doksanı sosyalist değil. Yazar-gazeteci tayfasında bu oranlar iyice düşüyor. Biri güzel güzel şive yapıp, espri patlatıp kendi cinayetlerini gizliyor, başkası uluslar arası solcu dilber endamında dost zulmü kapatıyor. Elleri solda, akılları oynaşta.

    Niye böyle? Entelektüel çıkar. Piyasada görünmek. O kadar! Başka? işte bunu düşünürken dalgın dalgın kütüphaneme bakıyordum ki, Freud imgesiyle karşı karşıya geldim. Nedenlerden biri mi, yoksa asıl nedenin sonuçlarından sadece teki mi?

    Freud. Görüntünün Ortasındaki Karanlık

    Louis Breger’in bu harika kitabını orijinalinden okumuştum yıllar önce. Kitabın Türkçesiyle göz göze gelince hızla karıştırdım. Birçok sayfadaki birçok bilgimi yeniden tazeledim.

    Louis Breger, Freud düşüncesini halen takip eden, psikanaliz ekolünü terk etmemiş, ama konuya sorgulayıcı yaklaşabilen değerli bir yazar.

    Dünyada ve Türkiye’de sol ve liberal entelektüel alemde bugün bile Freud bir kral. Bu nasıl olabilmiş, olageliyor, kitabı okuyan anlar. Kalın bir kitap ama herkese tavsiye ederim, okuduktan sonra bir daha nasıl bakarsınız herife (biraz önyargılıyımdır), onu da bilemem. Ama ben kendi fikrimi özetleyeyim:

    Bir kere şu açık: Freud psikanaliz cemiyetini tam bir dinsel tarikat yapısı olarak örgütlüyor. Teoride ve pratikte bu böyle. Hatta ötesine geçiyor, genel psikanaliz örgütlenmesi içinde Leninist tarzda gizli komite kuruyor. Komite dünya psikanaliz camiasında astığı astık kestiği kestik bir yönetim uyguluyor, (neler çektirdiler!) , istedikleri adamları belli yerlere getiriyor, işlerine gelmeyenleri cezalandırıyor, gerekirse ihraç ediyor. Daha ötesine, Stalin yordamına yükseliyor, tarikat içi muhaliflerine karşı baskı-sindirme yöntemleri uygulanıyor, yazılı itirafnameler alınıyor.

    Bu da fayda etmemişse bu şahısların kişiliklerine saldırılıyor, hasta-nevrotik- psikotik ilan ediliyorlar, hatta zorunlu analizler sırasında itiraf ettikleri şeyler kamuoyuna açıklanıyor. Bu arada tabii yayınlarında sansür peynir ekmek yer gibi meşruluk kazanıyor.

    Zaten, bilirdim, öğrencilerine hasta gibi davranma tekniği tam bir falsoydu. Bu şekilde köle ruhlu oğullar ya da küstah kuklalar yarattı. Etrafındaki bütün semptomatik eylemlerle dalga geçti. Bu şekilde kendi nevrozunu da asla aşamadı.

    Öğretisi, kitapta ayrıntılı açıklandığı gibi, hiçbir bilimsel kanıta dayanmıyordu. Olgu sunumlarını sürekli çarpıttı, devamlı abarttı, yalan söyledi. Teorisini kanıtlamak için kaba mantık hataları yaptı. Cinsel tacize uğramış küçücük bir çocuğun acısını daha erken çocukluk cinselliği ile açıkladı, geçirdiği travmadan hiç söz etmeyip, hiç utanmadı. Bir dostunun hatalı ameliyatı sonrasında kanaması durdurulamayan bir kadının kanamasına histeri teşhisi koydu, yok deve demeyin, haza deveydi, aynı kadının yüzünde onu kurtarmak için bir delik açıldığında bundan söz etmedi, konuyu çocukluk cinselliğiyle ilişkilendirdi. Öyle Hurensohn bir şarlatandı.

    Freud’un beni de kendine uzun yıllar bağlayan en önemli başarısı insan aklının irrasyonel çalıştığını herkese kabul ettirmekti. Ama bu irrasyonel aklı öyle irrasyonel şekilde açıkladı ki, irrasyonel akla cuk oturdu. Böylece insanın bilinç kavrayışını bir parça açtı, açtığı kadarıyla mühürleyip kapattı ve yarım asır bütün bir psikoloji gelişmesini durdurdu.

    Teorisi için “Teorik Emperyalizm” diyor Breger. Gayet sınırlı fikirle son derece geniş olgular yelpazesini açıklamak…

    Freud’un bir diğer başarısı cinselliğin insan ruhundaki büyük önemini göstermesiydi. Ama öyle bilimdışı teoriler icat etti ki bunu açıklamak için, aslında insanlığın cinsel psikolojiyle ilgili kavrayışının hat in die Fotze gesetzt. Bu kadar çok yayılmasının sebebi bizatihi konunun cinsellik olmasıydı, psikolojik pervert pornografiydi eserleri, bundan çok istifade etti.

    Tedavilerine gelince. Onu büyük bir karizmatik otorite olarak kabul eden kimi insanlarda, eğer hastalıkları ciddi değilse başarılı sonuçlar elde etti. Ünü bu şekilde de yayıldı. Ama gerek kendi tedavi pratiği, gerekse tedavi yöntemleri bu otorite konusunda kuşkulu olan veya gerçekten ciddi vakalarda tam bir fiyaskoydu.

    Hatta hastalarına öyle wie Ochsen yaklaşıyordu ki birçoğunun durumu daha da kötüleşti. Freud savaşın büyük trajedisine de hastalar bazında züppece yaklaştı. Savaşta korkunç olaylar yaşamış askerlerin zavallı durumlarını o travmalarla değil, tam bir faşist gibi çocukluklarından kaynaklanan zayıflıklarla izah etmeye kalktı.

    Siyasetle ilgilenmeyen, ilgilendiğinde muhafazakar, kralcı, kadın düşmanı, cinsellik düşmanı görüşler ileri süren bu şahsın bir de sol entelektüeller nezdinde (benim gibiler içinse rahatça atıp tutarlar böyleleri) kaç yüzyıldır ilerici bir kişilikmiş gibi tanınması ise insan aklı açısından tam bir facia. Freud 1. Dünya Savaşı’nın ilk aylarında açıkça savaş yanlısıydı. Yine tam bir faşist gibi savaş yanlısı sözde bilimsel-psikolojik fikirler yumurtladı. Savaşın “arınma” yaratacağını, asker ölümlerinin “hayatın ilginçliğini yeniden kazandıracağını, tam içeriğine kavuşturacağını” ileri sürdü. Savaş nevrozlarına karşı acımasız tutumu ise bunun devamıydı. Oysa bir kez bile şehirden çıkmamıştı savaş sırasında, askerlerin tedavilerini de üstlenmemişti, pratik olarak hiçbir şey bilmiyordu bu konuda.

    Freud’dan ilerici kişilik, devrimci düşünce imal eden entelektüel alem Obama’dan, Demirtaş’tan, Sırrı Süreyya Önder’den neler çıkarmaz.

    Prof. Dr. Koral.G.Yunuk(Mahlas)
    Bizim Liberallerin Ufku Sırrı Süreyya Önder Kadar yazısından (insanbu.com'dan alıntılanmıştır)
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük