5-6 yaşlarındayım. freddy filmlerinin über etkisinde kaldığımız, sıcağı sıcağına programının psikolojimize tecavüz ettiği yıllar.
müstakil evimizin bahçesindeyim, bir kız bahçe duvarının üzerine çıkmış emekliyor gibi yürüyor. yüzü bana dönük değil. biraz daha yaklaşıyorum. yüzünü döndüğünde burnunun olmadığını görüyorum, rüyamda bile titrediğimi hissettim o an. çok korkmuştum. eve doğru gittim ve uyandım. ağlamaya başladım, sabah ışıkları vuruyordu odama. alt ranzada yatan kardeşim henüz uyanmamıştı sanırım, hiç sesi gelmiyordu. oysa hep benden önce uyanırdı. anne diye bağırdım. kapı açıldı ama giren yok. anne dedim tekrar..
içeri o burunsuz, turuncu örgülü saçlı kız girdi. yine büyük bir şok yaşadım ve yorganın altına girdim. o an üstüme geldiğini ve yorganı açacağını bana zarar vereceğini düşündüm, çok korktum. sonra birden tekrar uyandım. bu sefer normal bir uyanışa benziyordu ama çok korkuyordum hala. ya bu da kabussa? ya hiç bitmeyecekse? en iyisi kardeşimi kontrol edeyim dedim.. ranzanın üstünden götüm götüm kafamı aşağı sarkıtarak alt ranzaya doğru baktım. kimse yoktu!
evet yatak boştu. kimse yoktu. kafamı daha kaldırmadan kardeşim girdi odaya, "laaaan" diye bağırdı. korkudan kafamı ranzanın korkuluklarına öyle bir vurdum ki aklım çıkacaktı yerinden neredeyse..
-lan gerizekalı napıyon öyle gel kahvaltı hazır, dedi.
inanın ne korkmuş olmam, ne kafamı vurmuş olmam, ne de kardeşim olacak malın bana gerizekalı demesi beni hiç mi hiç kötü etkilemedi bu sefer. kabusun bitmesinin rahatlığı ve huzuruyla içeri gittim.
yıl oldu 2015, hala bu olayı anlatırım aile meclisi içinde vakit buldukça.