gece 03:30da kalkan shuttle bus için brüksel'in merkezindeki bir garda yaklaşık 6 saat beklemem gerekiyordu. gece yarısına doğru ortalık sakinleşti ve oturduğum bölümde 4-5 tane sokak çocuğundan başka kimse kalmamıştı. bir süre sonra çocuklardan biri yanıma geldi ve fransızca birşeyler söyledi. yiyecek istiyordu. o an çantamda türkiye'den gelirken getirdiğim ve 2 aydır yemediğim 1 paket eti tutku vardı. böyle küçük şeyler önemlidir bazen. neyse bu bisküviyi çocuğa verdim. götürüp arkadaşlarıyla paylaştı, yediler hep beraber. şu an gözümün önüne geldi o çocukların bisküvileri yiyişi. farklı bir duyguydu benim için.
ama işin ilginç yanı, bu olaydan 3-4 hafta sonra bir markette ilk defa bir türk ürünü gördüm. o da eti tutkuydu. deliler gibi sevinmiştik o an.