hiç unutmam skyfall'u izleyeyim gittim. sol tarafımda 30'lu yaşlarında bir erkek ve çıtır sevgilisi, sağ yanımda ergen bir çift... bu çiftlerin ortalarındaki iki boş koltuğun birine oturcam mecbur.. soldaki koltuk çıtırın yanı olduğu için sağdaki ergen erkeğin yanındaki koltuğa oturdum. ergen böyle bir rahatsız oldu filan. üff püff çekiyor. 30 küsürlük azgın teke, sinirli bir biçimde kızla yer değiştirdi. halbuki sırf kız rahatsız olmasın diye çıtırının yanındaki koltuğa oturmamış, film bitene kadar öpüşecekleri belli olan jölebaş ergenlerin yanına oturmuşum. yok ağa yani sapık dahi olsam arada boş bir koltuk var, ne yapabilirim ki. neyse aga film başladı, ergenler de başladı. zaten sevgili koltuğu mu ne boksa ondan. arada bişi yok. hayvan gibi öpüşüyorlar. kafamı direk diğer tarafa çevirdim. baktım boynum tutulacak gibi oldu, diğer tarafa tüm vücudumla kaykıldım bu sefer. o esnada çıtırın boynuna dalan teke, kaykılmam nedeniyle çıkan iğrenç deri sesinden rahatsız olmuş olacak ki, dönüp mal mal baktı. aşağı tükürsen bıyık, yukarı tükürsen kaş. tekrar biraz ortaladım koltuğu. anam bi döndüm oğlan yok. nereye gittin la jölebaş. kız aşka gelip yedi lan heralde diye gülüyorum kendi kendime. neyse filmin temposunun arttığı, bol gürültülü sahnelerde doz yükselmeye başlıyor. adamlar sinemada sevişme üzerine ihtisas yapmışlar. sessiz sessiz mucuklar, silahlı sahneler başlar başlamaz. huaaarrğğğğ'lara, fermuar açmalara dönüyor. diğer taraftaki tekeyse filmin başında daldığı boyunda hala. diğerleri hadi ergen, yeni keşfediyorlar cinselliği filan da lan amına koduğum, o boyunda ne var lan 1 saattir emiyon.
neyse geldi film arası. lambalar yandı. güya benden rahatsız olmuşlar filan, cins cins tavırlar. kızgınca müsaade eder misin'ler. peki ya sana ne demeli lan teke. git otel mi yok, ver 80 lira, boyun sik sabaha kadar.