uludağ sözlük hukuk kurulu

entry99 galeri
    74.
  1. bence moderasyonun amacı sözlükten yazı silinmesini sağlamak değil, sözlüğe yazı yazılmasını sağlamaktır. bu noktadan hareket edersek; uludağ sözlük hukuk kurulu işini yaparken; kesin karar veremediği bir entry konusunda "silinebilir" yorumu yapmak yerine, "silinmeyebilir" diyebilmelidir. fifa hakemlerine "ofsayttan emin değilsen, bayrak kaldırma" diyor, bu da onun gibi uygulanabilir. ha bir de mahkemede alınan bir karar, temyiz edilebiliyor en nihayetinde; unutmayalım. yani hukukçuların kararları "kati" değildir, olamaz. yazar olarak bunun bilincindeyiz sanırım.

    ikinci konu, hukuki süreçler yalnızca anayasa, tck, cmk gibi yerlerden hareketle çizilmiyor sanırsam. hukuk okuyanların yalancısıyım, onlara tck ezberletmiyorlar, mantığı öğretiyorlar. çünkü subjektif yorum yapılması gereken bir yer olan beşer dünyasında, kesin karar almak imkansız, yorum farkı ise kaçınılmazdır. ceza kanunundan örnek vermek gerekirse; meşhur bir tck md. 318 vardır. (bkz: halkı askerlikten soğutma)

    "md. 318. (1) Halkı, askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte teşvik veya telkinde bulunanlara veya propaganda yapanlara altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir. (2) Fiil, basın ve yayın yolu ile işlenirse ceza yarısı oranında artırılır."
    (kaynak: http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/1414.html )

    maddenin gerekçesinde ise bunun açıklaması çok güzel verilmiş.

    "Madde, halkı askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte, teşvik veya telkinde bulunmayı veya propaganda yapmayı cezalandırmaktadır. Vatanın düşman güçlerine karşı korunması bakımından her Türk vatandaşının askerlik hizmetini severek ve isteyerek yerine getirmesi şarttır. Esasen askerlik hizmetine yönelik duygu, vatandaşlığın zorunlu gereği olan vatana sadakat borcunun bir parçasını oluşturur. Söz konusu duyguyu tahrip etmek veya zayıflatmak maksadıyla vatandaşları askerlik hizmetlerinden soğutma yolunda teşvik veya telkinlerde bulunmayı veya propagandayı suç hâline getirmek suretiyle madde, millî savunmayı koruma amacını gütmektedir.
    Telkin ve teşvikin veya propagandanın askerî hizmetten soğutacak kuvvette olması koşulu ile söz, yazı, işaret, küçültücü imgeler veya bunların benzerleri marifetiyle yapılması suç oluşturacaktır. Teşvik veya telkin geniş sayıda kişilere yönelik olmayan fesatçı fiil olduğu hâlde propaganda çok daha geniş ve önceden belirli olmayan gruplara yönelik etkin telkin ve teşvikleri ifade etmektedir.
    Maddenin son fıkrasına göre, fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi, ağırlaştırıcı nedendir."
    (kaynak: http://www.ceza-bb.adalet.../mevzuat/maddegerekce.doc )

    entrydeki içeriğe göre silinip silinmesine siz karar verin. bence bu yazı gayet açık biçimde, eleştirileri ve kişisel fikirleri yazılabilir kılıyor. provokasyon ise ayrı konu.

    bu basit bir örnek: kime, ne şekilde hitap edilip edilemeyeceği ancak mahkemede, hakimin takdiri ile belirlenebilecek bir şey. ek bilgi; geçen aylarda recep tayyip erdoğan'ın, kendisi hakkındaki ileri geri yazılara maddi manevi tazminat gerekçesi ile açtığı sayısız dava; topyekün düşürülmüştür (bilenler bilmeyenlere anlatsın). hakimin davaların reddi ile ilgili gerekçesi ise, "göz önünde olan bir kişinin, yaptığı iş gerekçesi ile eleştiriye açık olması gerekmektedir." benzeri bir şeydi (yanlış hatırlamıyor isem). benzer şekilde, celebrity denilen, topluma mal olmuş kişiler de eleştiri ve kendileri hakkında yorum yapılmasını kabullenmek zorundadır. bu arada mal kelimesinde cinas yaptım, selam ederim. elbette ki bu yorumlar "onun bunun çocuğu" şeklinde olamaz, kişilik haklarına saldırıdır bu (tck 125). ama bir şarkıcıya "karga sesli" demek bu kapsamda değerlendirilemez sanıyorum ki, ifade özgürlüğümüz var nitekim (swh).

    ayrıca önemli bir nokta, yamuluyorsam düzeltin ama, sözlük bir "kamusal alan" değil "basın yayın kuruluşu" statüsündedir. bu noktada yazılanlardan esas sorumlu kişi, bu yazıların halka ulaşmasını sağlayan hostingçi dayı ve internet sitesinin üzerine kayıtlı bulunduğu "arda akın" kişisidir; hakkında dava açılacak kişi de onlardır. bir de pratikte uygulaması pek mümkün gözükmeyen şey var, sözlük yazarı takibi sistemi yani. o kullanılmamakta. "size söven o yazıyı şu kişi yazmıştır" demekle, bu yazıların internet üzerinden iletilmesi suçundan feragat etmiş bulunmuyor site yöneticileri. disclaimer'da "bana ne" demek, "girmeyin siteye" demekle bu sorumluluk da üzerimizden atılmıyor (as far as i know).

    bir de internet bağlantılarını backtrace etme konusunda gezegenimizde başarılı işler yapılabilmesi de ne kadar mümkün bilemiyorum. paranoyak bir açıklama ile az evvelki savımı destekleyeyim: bir kaç aşamadan oluşan transparent proxy ağı ile, sırası ile israil, çin, venezüela, rusya üzerinden hoplaya zıplaya bir siteye istediğinizi yazabilir/yapabilirsiniz. emniyet güçlerinin bu ülkelerdeki site yetkilileri haberleşip, bağlantıyı geriye doğru takip etmesi 3 sene falan sürer herhalde(yaşasın bürokrasi). bağlantı detaylarını servis sağlayıcılardan almak için ayrı ayrı ülkelerde mahkeme kararı çıkartmak, giriş kayıtlarının proxy sağlayıcıların arşivlerinden silinme vaktinden evvel olmayacaktır kuvvetle muhtemel. bilemiyorum tabi detayları, salladım bu kısmı (hehe) geçelim.

    bir diğer nokta da, nick meselesi. sözlükteki nickimiz, arkasında gerçek bir insan yazıyor olsa da, bize (insana) ait değil. yani "azureel orospu çocuğudur" diyen birisini şikayet edebileceğim bir makam yok(bu konudan emin değilim, kurallar çok sık değişiyor. yine de entry sonundaki notu okuyun (¹)). vice versa, azureel'in "orospu çocuğu" dediği bir kişinin de "bana sövüyor bu azureel kişisi" diyeceği bir yer yok(belki de artık vardır?). yine de unutmayalım, davalar kişiye değil siteye açılıyor (daha önce üç beş internet sitesi davası inceledim, ordan biliyorum). bunun bir boşluk mu, yoksa esneklik mi olduğuna karar veremedim. yani bir avukata gitsem desem "bana sövüyorlar" diye "sigigi" der, hakim de bana "sigigi" diyeceği için olsa gerek. tuhaf.

    bir de aklıma geldi not düşeyim: kişiye hakaret durumlarında, suç unsuru oluşması için zatın şikayeti olması lazımmış. bir porno yıldızı için "xlavia saintus yüzyılın en büyük orospusudur" desek, bu bir suç mudur, evet. peki xlavia saintus veya kendisinin ikinci derece akrabalarından birisi bizi şikayet edecek midir, kuvvetle muhtemel hayır. öyleyse bu yazı burada kalabilir(bence). kanuna göre, kişiye hakaret durumlarında kraldan çok kralcıların başvurusu değil; mağdurun ikinci dereceye kadar kan bağına sahip akrabalarının şikayeti veya kişi ismi ile vakıf yürüten kuruluşların resmi başvuruları esas alınıyor. bu yüzden, eğer silinmesi için başvuru yapılmayacağı yönünde moderasyon üzerinde bir kanı oluşmuş ise, yazı sözlükte kalabilir. yazarın ifade özgürlüğünü -hıyarca olsa bile- kullanmasına izin vermek gerekir kanımca, en başta dediğim gibi moderasyon yazı silmek için değil; yazı yazdırmak için sözlüklerde hüküm sürmektedir.

    geçelim bir başka kıllı konuya; geriye yönelik uygulamalara yani. merak ettiğim şey, kurulun geçmişte yazılmış hukuka aykırı yazılar konusunda alacağı tavır. tüm yazarlar bu aşamada devreye girmeli ve eline çekirdeğini, popcornunu alıp izlemek yerine, duyarlı olup ellerinden geldiğince moderasyona yardımcı olmaları gerekiyor (imho). meşhur bir televizyoncu babamız vardı, skandal videosu olan hani. misal onun hakkında ileri geri yazılanlar var, bunların elden geçmesi gerekiyor. açık konuşmak gerekirse, benzer içeriği bir başka sözlükte yazanlar olsa ve ben de yöneticisi olsam, sorgusuz sualsiz atardım bu söven kişileri. ama yazarların korunması gerekli ve zamanında bilmedikleri kurallar üzerinden cezalandırılmamalı körpe dimağlar. bu yüzden dikkatli olmak, insiyatifi kimseyi üzmeyecek şekilde kullanmak gerekiyor, falan oluyor, filan oluyor.

    sonraki konumuz: sözlükteki argo ve küfürlü metinlerin kullanımı. sözlük, disclaimer adı verilen (feragatname de deniyor galiba) dipnot ile; bizlere 18 yaş üstü ahlaksız içerik açısından bir rahatlama imkanı vermiştir.ayrıca "lann çükümmm napıyon la hıyarağası.. dün gece yengenle bi başlamışız var yaaa...." şeklinde bir yazı yazmak, anayasada veya türk ceza kanununda veya sözlü kanunlarda tanımlanmış bir suç değildir diye düşünüyorum. bir internet sitesindeki yazarların ellerinden küfür kullanma lüksünü almak ciddi bir iştir ve sorumluluğu ağırdır. argo ile küfrün sınırını belirlemek ise imkansıza yakın bir iştir, ki piyasada argo sözlüklerde geçen ifadeler yüzünden yazarlarının hapis yatması lazım bu mantıkla. velhasılı, sinkaflı hakaret ifadesini kastetmiyorum, küfür diyorum, hah bunların silinmemesi lazım. (kişisel fikrim)

    zımnen saydırma konusunda ise, mağdurun tespiti esastır (ve tabi ki mağdurun başvurusu yine önemli). "anaokulundan üniversiteye kadar hiç durmadan anası bilmem kim hanımı, babası bilmem kim beyi, kovaladığı kargaları, gittiği mektebi, başına getirildiği kolordunun numarasını falan ezberlediğimiz liderlere verilen genel isimdir." şeklinde bir metin gayet muallaktır ve karşılığında bir yaptırım uygulanması pek mantıklı değil. "bu yazı üzerine dava açılır mı" sorusunu sorarsanız kendinize ve niye entrynin silinmemesi gerektiğini düşündüğümü anlayın.
    - bu arada ege üniversitesi biyoloji bölümünde okuyan yeşil gözlü, 165 boyunda 45 kilodaki, maşa gibin parmaklara, incecik ayak bileklerine sahip antalyalı kız, seni seviyorum.
    (siz tanıdınız mı arkadaşı? mağduru bulana 100.000 lira veriyorum)

    intihal suçu için ise bildiğim kadarı ile şarkı sözü ve şiir gibi metinler için geçerli değil. şiir kitabını sözlüğe paste etmekten bahsetmiyorum tabi (telif hakları ayrı), ama halkın genel kabulünü görmüş ve geniş kitlece bilinen bir eser parçası için de intihal yapılmış denilemez. kaldı ki, intihal olsa bile mağdurun şikayeti söz konusu olmaz sanıyorum.

    hata: entry çok uzun. (10306 karakter. max: 10000 karakter.) - hata kodu: oha
    8 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük