sözlük yazarlarının itirafları

entry163092 galeri video563 ses32
    114614.
  1. Lise 1 ya da 2 dönemi.
    Biri var.
    Bir üst sınıfta.
    Okul çıkışı birlikte yürüyorduk durağa.
    Bazen birkaç durak öteye.
    Günler, yollar, adımlar, durak bekleyişleri zamanla bizi daha da yakınlaştırdı.
    Tüm sorunlarımızda yan yanayız, kafa kafaya.

    Bir gün yine beni her okul çıkışı beklediği köşede bekliyor.
    birlikte yürüyoruz.
    O sıra okuduğumuz okulda bir öğrencinin babası annesini öldürmüştü.
    Konu vicdandan açıldı.
    Aynen şöyle;
    -belki cezaevi 20 yıl ama vicdan azabı ömür boyu, daha ağır dedi.
    -Biliyorum dedim.
    Anlamadı tabi ben de onu raskolnikov'la tanıştırmak istedim.
    Ertesi gün okul çıkışı, düne dair dedim ve okuması için ona uzattım.
    O da bir sonraki gün elinde bir kitap,
    Ki bu kitabın sözlükte bırakın yazarını, kitabının isminin dahi yazılmaması ne acı.
    Bu yazdıklarımı bitirdikten sonra dostluğumuza olan vefa borcumu ödemek adına başlık açmayı öğrenip kitabın başlığını açacağım,
    bana uzattı.

    Dostluğumuz ya da ben dost sandığım süre boyunca duygularını fark edememiş olmanın burukluğu hatırladıkça yüzüme vurmuyor değil.
    Bir aşk kitabı, bir adamın eşinin kanser hastalığı sırasında ona olan desteği, sadakati ve aşklarını konu alıyor, gerçek bir hikaye.
    Okuduktan sonra anladım daha önce kurduğu cümlelerin ne anlama geldiğini.
    ben kendimi aramaktan onu fark edememiştim ya da böyle bir şeyi düşünmediğim için aklıma gelmemişti.
    Sonra duygularını açtı.
    Uzaklaştım.
    Benim daha büyük uğraşlarım vardı, önce kendimi bulmam gerekti.
    Yine de bir dostu kaybetmenin verdiği acıya engel olamadı, tüm arayışlarım.
    Bundan sonra bir daha asla içten gülemeyeceğimizi, eski samimiyetimizi kuramayacağımızı biliyordum.
    Birbirimize karşı olan her davranışımızı iki kez düşünüp öyle davranacaktık.
    Tüm bunları yapamazdım.
    O yüzden kaçtım.
    Bir hafta okula gitmedim.
    Sonrasında beni yine o köşede beklediği halde görmezden geldim.
    Koridorda, bahçede, durakta her yerde ondan kaçtım.
    En sonunda kendimi toplayıp, konuştum. Tüm bu kaçışlarımı haketmeyecek güzellikte bir kalbe sahipti.
    Ona tüm samimiyetimle anlattım hissettiklerimi, kendi bulma arayışımı.
    Onu kırmadan en açık şekilde anlattım.
    Yapamazdım çünkü, daha kendimi bulamadan bir başkasını hayatıma dahil etmek haksızlıktan başka bir şey değildi.
    Aslında tek neden bu da değil. Karaktere bağlamak istemiyorum.
    Bir iç meselesi.
    Kendimle verdiğim bir savaş.
    okumayı söktüğüm günden bu yana okuyorum, durmadan.
    Tabelalardan, mezar taşlarına kadar.
    Ben de önüne geçemeyeceğim bir tutku haline dönüştü bu olay.
    Büyüdükçe beğeni, seçicilik denen kavramlarla tanışıyor insan.
    Okuyacağınız şeyler kendi beğenilerinize göre şekilleniyor.
    Sonra kendi beğeni alanlarımı buldum.
    Kendimden bir şeyler keşfediyor olmak, hayatıma anlam kazandırdı.
    Daha anlamlı bakmaya, görmeye başladım.
    En sonunda, sonunun nerede olduğunu hala bulamadığım bu yola, kendimi arama yoluna girdim.
    Okudukça kendime yaklaştığıma inandım.
    Yeni şeyler keşfettim.
    Ruhun büyümesi gibi.
    Tıpkı fiziksel özelliklerinize hakim olmak gibi, onları kullanmayı öğrenmek gibi.
    Ruhlarımızda böyle, tanıdıkça bir şeyler keşfediyorsunuz kendinize dair.
    3 yaşındaki bir çocuğun kaşıkla imtihanının 5 yaşındaki çocuğun zaferi olması gibi.
    Bu yüzden kendime doğru yol aldım.
    Bu her şeyden önce geliyordu benim için.
    Samimiyetimi anlamış olmalı ki, son kez sarılıp, ben sana inanıyorum asla vazgeçme dedi.
    Sonrasında hiç kin ya da kızgınlık duymadık, nerede karşılaşsak birbirimize gülümsüyorduk.
    Tek bir kötü duygu sızmadı aramıza.
    Sonra o mezun oldu, ben mezun oldum.
    yıllar geçti.
    Sadece güzel anılar kaldı geride.

    Ve tam bugün, onun yaşadığı ilçede bir alışveriş merkezinde,
    Yanında biri, el ele yürüyorlar.
    En derinlerimden, kalbimden yüzüme yükselen bir gülümseme.
    ilk kez gözlerimin dolmuş olmasına engel olmak istemedim.
    Onu öyle görmek hayata olan inancımı arttırdı.
    iyi temennilerin, iyi dileklerin yerini gerçekten buluyor olması ne tuhaf.
    Diliyoruz, umuyoruz ama bir şekilde bir yanımızı buna inandıramıyoruz.
    Ama bugün Ruhum ve hayatım arasında bir ilmek daha işlendi.
    Beni bu kadar sevindirebilecek başka ne olabilirdi diyorum.
    Kırılan inancıma tekrar ve tekrar merhem oldu, sadece varlığıyla.
    iyi ki tanımışım diyorum.

    Benim kitabım onda duruyor mudur hala, bilmiyorum.
    Onun kitabı hala bende.
    Bugün onu görmüş olmamdan olacak ki onca kitabın arasında gözüm ona değiyor sürekli.
    Arada gözlerim kaymıyor değildi, ama bugün bir başka.
    Umarım her şey gönlünce olmaya devam eder yol arkadaşım, dostum.
    4 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük