ilk sezenle dinlediğimiz , bu aralar mabel matiz in de söylediği doyumluk bir parça.doyumluğu sözlerinden ileri geliyor biraz , hatta şöyle bir cümle geçiyor ;
" okçunun önünde saygıyla eğil"
başta dinleyince ne okçusu ne anlatmak istemiş diye kıvranıyorsun, sonra halil cibranın çocuklara dair şiirine gönderme olduğunu fark ediyorsun, anlamı derin ve muazzam.şarkı bir de şiiri okuduktan sonra dinlenmeli.
şiir de şu ;
Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil,
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat'ın oğulları ve kızları.
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.
Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil.
Çünkü ruhlar yarındadır,
Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın.
Çünkü hayat geriye dönmez, dünle de bir alışverişi yoktur.
Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar.
Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar.
Okçunun önünde kıvançla eğilin
Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar
Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.