En popüler olanları Selçuklu ve Osmanlı'ının kuruluş ve yükseliş dönemindekilerdir.
Ok ve at kullanma tekniklerinden dolayı Türkler savaşlarda üstündü.
Değişen çağ ve gelişen savaş teknolojisi ile tekniklerinin ortaya çıkması sonucu Türkler savaş meydanlarındaki başarılarını o kadar çok kazanamamaya başladı.
Gel zaman git zaman 400 koca sene boyunca yenilgiler ve toprak kayıpları yaşandı. Avrupa aydınlanma çağında girince Savaş teknolojisinde adeta çağ atladı.
Allahtan Avrupa da birbiri arasında 100 yıl savaşları ve 30 yıl savaşlarını yaşaması, katolik-protestan dşmanlığı, alman-ingiliz-fransız ların birbirini hiç sindirememesi ve tüm bunlardan ayrı rus avrupa zıtlaşmasından dolayı, osmanlı bu açığı görmüş ve denge politikası ile yavaş yavaş toprak kaybetse de uzun süre dayanmıştır.
son zamanlarına doğru 2 mahmut'un ilerici görüşleri. savaş meydanında mehteran ya da yeniçerinin artık geçmiş binyıla ait olduğunu farketmesi, vaka-i hayriye ile orduda devrime gitmesine neden olmuştur.
padişahı çok eleştiren olmuştur bu konuda. ancak ordunun elit ve zeki askerlerden olmasının zaruri gerekçesini zaten farkeden 2. mahmud bir anlamda modern türk ordusunun tohumunu atmıştır diyebiliriz.
o tarihe kadar alaylı olan ve pek kafası basmayan subaylardan oluşan ordu silkinmiş ancak uzun zaman alaylı ve okullu zıtlaşması yakın zamalara kadar yaşanmıştır.
2. mahmut kadar basiretli olmayan padişahın (ismi lazım değil) yobazları kullanarak meşrutiyetçi meclisi devirip yine tam yetkiyle padişahlığı ele geçirme çabaları ile çıkarttığı 31 mart ayaklanmasını, haraket ordusunun bastırması ise alaylı ve cahil kesimden ordunun kurtulmasını sağlamıştır.
Zaten türk tarihini bilmeden konuşanlar orduya laf atarken. Türk ordusu konusunda doktora tezi yazmış yabancı araştırmacılar her zaman şunu vurgulamıştır.
biz avrupada ordunun hep kralı tuttuğunu ve faşist yönetimlerin aracı olduğunu gördük. bizim tarihimizde ordu her zaman halkın karşısında oldu. andak türklerde farklı. Türklerde cumhuriyeti ve demokrasiyi getiren tam tersine ordu olmuştur. bu yüzden türk ordusu cumhuriyetin koruyucusu rolüne bürünmüştür.
tabii ki bu sav kenan evren gelene kadar doğru sayılabilirdi.
diyeceğim o ki türk isyaseti ve türk ordusu her zaman iç içe olmuştur. bunun en büyük nedeni türk halkının siyasetin içinde bire bir olmamasıdır.
cumhuriyetin ilk yıllarını düşünün, türk ordusu dışında hiç bir türk neredeyse okuma yazma bilmiyor , değil demokrasi cumhuriyet, insan hakları ya da bireyin özgür iradesi hakkında dahi en ufak bir fikir sahibi olmadan yaşıyordu.
Türk devriminin, (Yani cumhuriyetin) Türk ordusundan oluşması rastlantı değildir.
çünkü o zaman kadar türk tarihinde sadece tek bir lider halkın içinden çıkmıştı. o da cumhuriyeti ilan etti...
Türk ordusu halkı ile iç içe olmak zorunda. çünkü türk halkı hala orduyu seviyor.