Geçtiğimiz günlerde Londra'da, Fethullah Gülen düşüncesi,dinler arası diyalog dandinisi hareketi üzerine bir konferans yapılmış.
--spoiler--
Haber ve izlenimleri başta Zaman (ve tabii Today's Zaman) gazetesi olmak üzere, muhafazakâr yazarlardan okuyoruz.
'Gülen'den bahsedilmeden islam dünyası araştırılması yapılamaz'mış,
'Huntington'ın çatışma gördüğü yerde Gülen barış imkânı arıyor'muş.
'Gülen ve barış inşasına yaptığı küresel katkı' ne kadar önemliymiş.
Ne barışı, ne küresel katkısı? Hangi barış, ne katkısı? islam coğrafyası işgal, savaş, savaş tehdidinden yıkılıyor. Söz konusu konferansın yapıldığı ingiltere'de temel hak ve özgürlükler Müslümanlar söz konusu olduğunda askıya alınmış vaziyette. Tüm bunlardan bahsetmeden kimle ne diyaloğu kurulacak? Bu olsa olsa başını kumdan çıkarmayan devekuşu barışı, devekuşu diyaloğu olur.
ingiltere'nin yeni Başbakanı Gordon Brown, görevi devralır almaz, haziran ayında yaptığı bir konuşmada yeni Soğuk Savaş ilan etti.
Soğuk Savaş döneminde kullanılan ideolojik mücadele, benzeri metotlara ihtiyaç duyulduğundan söz etti.
Fethullah Gülen düşüncesi, hareketi denilen yapı, bu tür bir mücadele için bulunmaz araçlardan biri olabilir.
Nitekim, Londra'daki konferansın yayımlanan bildirilerinde, Gülen'in barışçı mesajlarının 'öfkeli' Müslümanları yatıştıracağı yönünde görüşler dile getiriliyor.
Müslümanların yaşadığı coğrafya işgal edilecek, henüz işgal edilmeyenler tehdit edilecek, ama Müslümanlar öfkelenmeyecek, barış, diyalog söylemiyle uyutulacak öyle mi?
Dahası, Batı dünyasının tehdit olarak gördüğü islam kökenli şiddet, öfkeli Müslümanların silaha sarılmasıyla başlamadı. Afganistan'da Sovyet işgaline karşı, radikal islam ideolojisinin ve cihat hareketinin ABD başta olmak üzere müttefikleri tarafından desteklenmesi, bakılıp büyütülmesiyle başladı.
Artık, radikal islam'a ve cihada gerek kalmadığı bir döneme girilmesi ve işlerin kontrolden çıkması ile sorun islam'a veya Müslümanlara ilişkin bir sorunmuş gibi takdim edilmeye başlandı.
Sanki mesele islam'a ilişkin bir mesele imiş de, ılımlı, barışçı yorumlar öne çıkarsa sorun çözülecekmiş gibi davranmanın hiçbir anlamı yok.
Küresel çatışmanın diyalogla çözüleceğini iddia etmek için, peşinen sorunun islam'ın iyi anlaşılmaması gibi bir nedenden kaynaklandığını düşünmek gerekiyor.
Oysa, konu bu kadar basit değil.
Dahası, sorunun kaynağı, sadece Müslümanlar falan değil. Batı dünyasının çıkarları peşinde, onlarla işbirliği yapan islamcı hareketlerden şikâyet etmek için bile, hangi Batı politiklarının bu istikamette yapılar ürettiğini sorgulamak gerekiyor.
ABD önderliğindeki Batı ittifakı, Soğuk Savaş dönemi boyunca, Müslüman coğrafyada Sovyetler ve sol tehdide karşı islami hareket ve çevreleri destekledi.
Bu işbirliği Soğuk Savaş'ın son perdesinde, yani Sovyetler'in çözülüş sürecinde doruk noktasına çıktı.
Bu noktada, Afganistan'daki Sovyet işgaline karşı radikal islam, iran islam Devrimi'ne karşı ılımlı islam hareketini desteklemek gibi iki yönlü bir politika izlendi.
Fethullah Gülen hareketi, ılımlı islam kanadının bir unsuru olarak desteklendi. Yoksa, dünyanın dört bir yanında okul açmak, faaliyet göstermek, kendi halinde bir sivil hareketin tek başına başaracağı şey mi?
Şimdi, belli ki, bu hareket benzer bir rol üstlenme hevesinde.
Bu hareket içinde yer alan insanların birçoğunun iyi niyetle barıştan, diyalogdan yana olduğuna hiç kuşkum yok.
Ancak genel tablo içinde ne rol oynadıklarlarını sorgulamalarını beklemek durumundayız.
Yoksa, yeni Soğuk Savaş'ın bir uzantısı olmaya devam edecekler.
Barış istiyorlarsa önce Irak işgaline karşı çıksınlar, diyalog istiyorlarsa, bir de Iraklı direnişçilerle konuşmayı veya onları dinlemeyi denesinler.
--spoiler--
(alıntıdır)
ekleme: "gavurun atına binen, gavurun kılıcını sallar" sözünden haraketle: fethullah gülen kişisi gavurun verdiği at ve silahları bu topraklar üzerine savurmakta hem de en acımasız şekilde! şakird, cemaat üyesi,sempatizanı artık her neysen... eğer ki bu yapılanları göremiyorsan: senin gözün kör olmuş! ve sen halen daha bu yapılanlara karşı "ben müslümanın" diyebiliyorsan: yazıklar olsun senin müslümanlığına,yazıklar olsun senin insanlığına... sen ki allah yolunda ilerleyeceğini sandığın bu düzenekte ancak ve ancak amerika'nın köpeği ve orta doğu'daki maşası olursun! ama unutma ki bu ülke ve türklük için yaptığın her hainlik cezasını er ya da geç bulacaktır.