filmdeki piçimiz tristan* kardeşi samuel'in eve getirdiği nişanlısı susannah'ı tavlamak için hiçbir girişimde bulunmaz. kendi halinde at koşturmaya devam eder ama bir şekilde susannah ile arasında bir elektriklenme olur. samuel ölünce de susannah derin bir oh çekip (yani çekmiştir muhtemelen, daha sonra tristan hapisteyken "samuel'in ölmesini istedim" itirafında bulunuyor bir ara) tristan'ın peşinde koşmaya başlar ama tristan ayı ruhlu bir adamdır. kafasına esince ortadan kaybolur, susannah'a "başkasıyla evlen" diye mektup yazar, onun geldiğini ilk önce kızılderili bilge abimiz one stab hisseder falan filan... sırf bu yüzden babası felç geçirir, susannah saçlarını kesip intihar eder, daha sonra evlendiği isabel 2 de alfred'in adamları tarafından öldürülür. kısacası cenabet herifin tekidir tristan. genç kızların banko sevgilisi brad pitt tarafından canlandırılmamış olsaydı muhtemelen bu film de diğer oyuncuların istisnasız hepsinin döktürmesine rağmen kült filmler arasında yer alamazdı. kesinlikle doğru bir seçim olmuş brad pitt. zaten her zaman duygusuz, vurdumduymaz, piç adam rollerinin altından başarıyla kalkan bir aktör olmuştur.
benim haline en çok üzülüp en fazla empati kurduğum kişi ise alfred oldu. tristan çekip gittiği için yedekte bulundurulan bir koca adayı muamelesi gördü adamcağız. işleri iyi gidip devlet adamlığına kadar yükselince susannah bu kariyer fırsatını kaçırmadı tabii. fakat alfred aşkı için her şeyi yapmasına rağmen susannah denen denyo gitti tristan için intihar bile etti. zaten daha sonra alfred de isyanını şu şekilde dile getirdi:
"i followed all of the rules, man's and god's. and you, you followed none of them. and they all loved you more. samuel, father, and my... even my own wife."
daha sonra adamlarının vukuatları yüzünden kendinden biraz nefret ettirse de filmin sonunda ailesine geri dönüp tristan'ın ve babasının hayatını kurtararak kendini affettirdi. alfred iyiydi de çevresi kötüydü sadece *
samuel ise idealleri uğruna sevdiği herkesten ve her şeyden vazgeçen, birazcık saf birisiydi. sevişmek için evlenmeyi beklemesinden de belliydi bu. geride bırakacaklarını düşünmeden bok yoluna gitmeyi tercih etti, feci şekilde de öldü. tek hatası susannah ile sevişmemek oldu bana kalırsa ki aynı şeyi tristan da dile getirdi. zaten savaşta ölmeyip susannah ile evlenmiş olsaydı kendine güzel bir boynuz koleksiyonu yapmış olurdu bana göre. "ben askere gidecem" diye zırlayıp durdu ama susannah oralı bile olmadı. eğer gerçekten sevseydi mutlaka samuel'i engellemeye çalışırdı.
ayrıca pek çok platformda susannah'ın üç kardeşi de sıradan geçirdiğinden bahsedilmiş. bu doğru değil. samuel bakir öldü.
tabii anthony hopkins'ten bahsetmeden olmaz. özellikle felçli olduğu sahnelerde adam bildiğin döktürmüş.