üniversite mezunu sayısı arttıkça bu durum daha da vahim şekilde karşımıza çıkmaya devam edecek.
insan da olsa, çalışanın "arz edilen" bir meta olduğu varsayımı yapılıyor. arz fazlası da en nihayetinde meta'nın değerinin düşmesi ile sonuçlanıyor.
geçtiğimiz yıl 300000 civarı iibf mezunu verdi bu ülke. devlet ise 300 kişilik kadro bile açmadı. kalanların tamamı özel sektörde iş bulmak durumunda. haliyle, siz bir bankaya girmek isterken banka diyor ki, 1000 tl veririm. olmaz derseniz, az bulursanız, dışarda emin olun 1000 tl karşılığında çalışmaya razı birilerini bulacak olan banka aynen geri gönderir.
ne yazık ki, işsizlik denilen şey bu kadar yüksek oranlarda olduğu sürece, patronların bu muameleyi yapması devam edecektir.
burada tek çıkış, o 300000 mezunun arasından bir şekilde sıyrılmak. yüksek lisans olur, yeni bir dil bilmek olur, bilemiyorum. aynı şekilde, en iyi üniversitelerden birinde okumak, belki bir adım öne geçirecektir.
insanlar bu maaşla geçinebilir mi sorusu ise patronların aklına bile gelmiyor. mobilya gibi, kamyon gibi, bilgisayar gibi, cnc gibi, işçi de onlar için para kazandıran bir öğe sadece. insan olması, bir aileyi geçindirmesi, çoluk çocuk yetiştiriyor olması da patronun umrunda değil.