22 milyon kişiye gss kazığı

entry9 galeri
    1.
  1. AKP’nin “sağlıkta dönüşüm” dediği planın üç temel sloganı vardı:
    “Sigortasız kimse kalmayacak”
    “Hastane kuyrukları bitecek, herkes istediği hastanede tedavi olacak”
    “Hastanedeki ilaç kuyruğu bitirilecek, devletin ilaca ödediği yüksek meblağlar aşağıya çekilecek”
    Sigortalı olmanın bedeli nedir? Kamu hastaneleri ücretsiz tedaviye devam edecek mi? Özel hastanelere para ödenecek mi? Ücretsiz ilaç almak mümkün idi, para ödenecek mi?
    Bunlara yanıt vermekten kaçındılar.
    Asıl niyeti bilenler görüyordu sonucu. Ama bilmeyenlerin anlaması, başlarına gelince olabildi ancak.
    Plan, 2003 yılında emperyalist merkezlerde hazırlanan talimata göre yürütülüyordu. Talimatın adı “Turkey Health Transformatıon Program” idi. Türkçesi Türkiye Sağlıkta Dönüşüm Programı.” Editörlüğünü zamanın Sağlık Bakanı Recep Akdağ yapmış. Rapor, “T.C. Sağlık Bakanlığı Yayın No: 839 ISBN: 978-975-590-377-4 Haziran 2011' künyesi ile yayınlanmış. Ama program o kadar ithal ve kendilerini o kadar emir kulu sayıyorlar ki, Türkçeye çevirmemişler bile. ingilizce…
    380 sayfalı raporun talimatları idi uygulananlar.
    2005 yılında SSK, Bağkur ve Emekli Sandığı, SGK adıyla birleştirildi. Üç kurumu toptan yıkma planı başlatıldı. Kamu hastaneleri piyasaya göre yönetilir oldu. Özel hastane faturaları da SGK’ya yüklendi.
    Kamu hastanelerinin eczaneleri kapatıldı. Vatandaş piyasadan ilaç almaya zorlandı. Devletin toptan alıp ucuza mal ettiği ilaç, piyasa fiyatı üzerinden SSK’ya fatura edilmeye başlandı. SSK’nın ilaç ödemeleri patladı.
    Hastane kuyruğu kalmadı diye sevinenler, yüksek tedavi ücretleriyle, ilaca katkı payının artmasıyla karşılaştılar.
    Derken, 2006’da 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu çıkarıldı. Uygulama 01.01.2012 tarihinde başladı. Artık “herkes genel sağlık sigortası primi ödemek zorunda” idi. “Seni sigortalı yaptım, hadi bakalım para ver” diyorlar.
    Bir sabah katlı ki 22 milyon kişi, haraç yazılmış herkese.
    Nereden, nasıl bulursa bulsun, ödeyecek.
    Vatandaştan haraç isteyen hükümet, “devletin iş bulma diye bir görevi yok” diyordu.
    Özal’dan beri devletin asli görevleri alt üst olmuştu zaten. iş bulmakla görevli devlet, vatandaşın kurumlarını haraç mezat satan, işçiyi sokağa atan devlet olmuştu. Sokaklar üniversite mezunu işsizden geçilmez oldu. Özal’ın yolundan gidiyorlardı böbürlenerek.
    Artık çalışıp çalışmadığın önemli değil, borçlusun.
    Bir kez bile hastaneye gitmedin mi? Olsun, borçlusun.
    Asker misin? E yine borçlusun.
    Öğrencisin ve 25 yaşını geçtin mi? Borçlusun.
    Adı üstünde, “sağlıkta dönüşüm”.
    Vatandaşını ücretsiz tedavi eden devlet, vatandaşı haraca bağlayan devlete dönüştürüldü.
    Prim borcunu ödemedin mi, ölümcül hasta bile olsan, hastane kapısından giremezsin.
    Özel hastaneye mi gittin, orada GSS’li olmanın da faydası yok. Ayrı bir muayene ve tedavi haracı da oraya ödeyeceksin. Peşinen imza alıyorlar zaten. “SGK'ya şikayet etmeyeceğim” diyorsun. “Ölüyorum, tedavi edin, yeter ki rehin kalayım” deme şansın da yok. imza yoksa muayene de tedavi de yok.
    Daha da ötesi var. Alıveriş yaptığında borcun karşına çıkarılır, dükkandan yüz geri dönersin.
    Zorunlu gelir testine tabisin artık. Haraç miktarı gelirine göre artıyor.
    Yazılan miktarların büyük kısmı, vatandaşın gerçek gelirlerine göre tespit de edilmiyor. 5 bin, 8 bin lira borcun var denilenler var. istanbul’da Süleyman Doğan ve arkadaşları, yüksek miktarda borç çıkarılanlara yardımcı olmak için gönüllü olmuşlar. Yazdıkları itirazlarla 5 bin liralık borcu 600 liraya düşürdükleri bile olmuş.
    Gelelim sadede.
    GSS olayı, rezaletin de ötesidir. insan sağlığını bile pazara çıkardı bu vahşi düzen. Cumhuriyetin halkçı devletine dönmek için herkese görev düşüyor.

    Mehmet Akkaya
    Aydınlık Gazetesi / 1 Ocak 2015
    9 ...