ilk keşfimde show must go on çalmakta olan radyo idi. sevindim, sesini açtım. o bitti uprising çaldı.
arabada olduğum için "lan babam bana kıyak yapıp transmitter mı aldı" düşüncesiyle çakmağı kontrol ettim, bildiğin radyoydu bu. üstüne üstün, yetmezmiş gibi, taşak geçercesine, sonra lazaretto çalınca efsaneler arasına çoktan girmişti benim için.
türkiye'de jack ve white kelimelerini yan yana getiren 3-5 kişi tanımamdan mütevellit, toplam 6 saat* dinlemede 3 kere jack white çalarak beni sevince boğan, dumurlara uğratan radyodur. aferin lan! devam böyle.