Daha filmin başında kürt hizbullahı'na yönelik polis baskınında domuz bağıyla bağlanıp betona bırakılmış çıplak bedenli erkekleri görürsünüz. işte o an "ulan bu adam yine pekeke(!) propagandası mı yapıyor " diye düşünebilirsiniz. Hayır. Çünkü bu kez gülen'in propagandasını yapıyor. Filmde gözüken fatih-çarşamba muhiti ve ülkücüler iş birliği içinde. Burası çok alâkasız olmuş. Bre adam o sahneyi çeksen ne oluuur çekmesen ne olur. Maksat; "Bakın bu faşist ülkücüler ile lâiklik düşmanı yobaz islâmcılar işbirliği içinde,bunların hepsi tu kaka" mesajını insanlara vermek. Mesaj vermenin de bir âdabı olur lan. Bok gibi mesaj vermiş. Hele new york'ta çekilen sahneler tam fiyasko. Her sahnede şehrin yukardan görünüşünü gösteriyorlar. Sanki "bakıııınn biz new york'ta film çekiyoruz,çatlayın patlayın" der gibi.
Ayrıca iki istihbarat elemanının emniyetten seçilip Abd'ye gönderilmesi inanılmaz derecede saçma. Askeriyenin olduğu yerde emniyet nerenin boku oluyor amk. Sen emniyetten seçersen o dingiller bir tane züppeye kanıp sokak serserilerinin tuzağına düşerler sonra.
Oyunculuklar sıfır. Bay yönetmen her sahnede polat alemdar bakışlarıyla psikopat polis rolünü oynuyor. Daha doğrusu oynayamıyor. Mustafa sandal tam coni tipli bir pezevenk görüntüsü veriyor. Gerçekte kendisini severim ama bu filmde yeteneksizliğini gösterdi.
Her şeyden önemlisi: haluk bilginer! Reis senin o filmde ne işin var yaaa...