eleştirilir.
1) çoğunun tutmaması, dil devriminin başarılı olduğu iddiasına karşı söylendi. başarının kriteri eğer
- arapça ve farsça kelimelerin atılmasıysa başarı sağlandığı söylenebilir.
- dilin özleşmesiyse; başarı düşük, çünkü günümüz türkçesinde hala yabancı kelimelerin oranı %30-40. fransızca kelimeler ise önemli bir bölüm teşkil ediyor.
- eğer kriter, zaten bilmediğimiz kelimeler yerine yine nasıl uydurulduğu bilinmeyen ve halkın ilk duyduğunda anlamadığı, bir yabancı dilden kelime öğrenir gibi öğrendiği kelimelerin yerleşmesi ise onda da başarı ortalama bir seviyede.
- eğer dilin kıvraklığının gidip, her kavram nüansı için ayrı bir kelime kullanan bir dilden; kelime sayısı az, dolayısıyla ayrıntılı düşünmeye izin vermeyen bir dil ortaya çıkarmaksa, evet bunda %100'lük bir başarı elde ettiğimizi söyleyebiliriz.
2) arapça ve farsçaları atıldığı için fransızcaları kullanılan kelimelere örnek istenmiş, buyrun:
şehbender: konsolos
hamız: asit
müvellid'ül-ma: hidrojen
müvellid'ül-humuza: oksijen
kalevi: alkali
zevil meaşeyn: amfibi
ilm-i teşrih: anatomi
beşeriyat: antropoloji
şehvet-engiz: afrodizyak
hazine-i evrak: arşiv
ilm-i hisab: aritmetik
ilm-i nücum: astroloji
müneccim: astrolog
ilm-i hey'et: astronomi
hava-yı nesimi: atmosfer
feth-i meyyit: otopsi
pişdar: avangart
mütearife: aksiyom
daha var ama bu kadar yeter bence. yani atıldıktan sonra yerine konan kelimelerin tutmayıp yukarda sağ taraftaki karşılıkların kullanıldığı onlarca kelime çıkarabilirim.
3) biz resmi yazışmaları (basit olanlar dışında) anlamıyoruz maalesef. resmi gazetede yeni çıkmış, osmanlıca olmayan bir yasayı bile halktan birine okutsan anlamaz, çünkü uzun cümleler ve o konuya ilişkin kavramlar yer alır orda. bu da normaldir, çünkü halk için yazılmıyor. osmanlı dönemindeki devlet yazışmaları ve divan edebiyatının ağır dilli eserleri de aynen bunun gibi halk için değil sadece muhatap ya da muhataplar için yazılıyordu.