asıl amacı elitlerin dilini değil ,elit ya da halk olsun, tüm türklerin konuştuğu dilin komple yabancı kelimelerden arındırılmasıdır. Atatürk'ün "Milli kültürün her çığırda açılarak yükselmesini Türk Cumhuriyeti'nin temel dileği olarak temin edeceğiz. Türk dilinin, kendi benliğine, aslındaki güzellik ve zenginliğine kavuşması için, bütün devlet teşkilatımızın, dikkatli, alakalı olmasını isteriz" sözünde elit ya da halk ayrımı yapılmamış, türkçe bir bütün olarak düşünülmüştür.
maalesef dil devrimi tam anlamıyla başarılı olmamıştır.
1) yukarda saydığım kelimeler gibi, yeni önerilen kelimelerin çoğu tutmamıştır.
2) elitlerin dili halk diline yaklaşmamış, arapça ve farsça kelimelerin açtığı boşluğu batı dilleri doldurmuştur (zeynep korkmaz). ayrıca dili ne kadar yaklaştırırsan yaklaştır, halk eğitilmedikçe okumuşların anlattığı akademik, felsefi vs bir şeyi anlamaz.
3) yazı dili halkın diline fazla yaklaşamadı, çünkü yazı dilinde, halkın yüzyıllardır bildiği kelimeler atılıp anlamadığı kelimeler konuldu. halk ya bildiği kelimeler yerine yeni uydurulmuş kelimelerle karşılaştı, ya da zaten bilmediği bir kelimenin yerine yine anlamadığı bir kelimeyle karşılaştı.
işin en ironik kısmı şu ki, osmanlı elitini halkı küçük görmekle suçlayanlarla; her seçim sonucunda aziz nesin'den alıntı yapan, halkı "koyun", "göbeğini kaşıyan", "g.t kılı", "eşek s.ken", "anadolu çomarı", "makarnacı", "yobaz", "bağnaz", "cahil" diye aşağılayanlar aynı kişiler.