daha öleli 40 yıl olmamış bir türk ırkçısının dilini bile %100 anlayamayan bir nesil yetiştirmiştir.
örnek olarak ele aldığımız, "toprak - mazi" şiirinde geçip de 40 yıl içinde unutulan kelimeler şunlar (parantez içindeki sayılar, o kelimenin sözkonusu şiirde kaç defa geçtiğini gösteriyor): mefkure (5), çıfıt, hadisat, filhakika, müebbeden.
eğer yabancı kelimeler dilimizden atılmaya devam ederse, bu şiirde anlaşılamayan kelimelere şunlar eklenecek:
dertleşmek, hayat (2), kitap (2), yara(2), melek, peri, nazlı, saadet, haram, kefen, mazi (başlıkla beraber, 14), hem (2), bahtiyar, çünkü (2), hak (2), can (3), heyecan (2), insaf, her (2), şey (2), acaba (2), millet (2), mezar, insan (2), nasıl (ne+asıl) (3), hakikat (3), ne...ne (2), şairane, mantık, zerre, nebze, alem, budala, zulüm, proleter, hakim, cinsi, maskara, vatansız, felsefe, din, hiç, asır, vücut, gıda (2), tarih, köhne, şanlı (4), satır, ırk (4), sel, yad etmek, elbet, halis, zorla, irade (2), vatan, milyon, kahraman (2), (bağlaç olan) ki, şan, cisim, deha, rezil, kadar, cephe, eğer, fazla, ebediyen (2), dünya, gayet, gaye, hudut, yahut, aşk, zaman, ebediyet, mukaddes, ejder, istikbal, gazi, ecdat, yabancı, zafer (2), tarih, meydan, küfür, şaheser, efsane, cansız, inkar.
işte dil devrimi böyle devam ederse geleceği budur. dil devrimi tam başarıya ulaşırsa bir türk ırkçısı için bir kayıp olmayacak mı, sözkonusu şiiri okurken bu kelimeleri, yani şiirin 5'te birini anlamamak?