işin aslını öğrenmek isterseniz buyrun. kısaca anlatacağım.
orta çağ avrupasında yahudilere hiçbir şekilde toprak işleme izni verilmez, ayrımcılık uygulanırdı. hatta ayrımcılık öyle boyutlara gelmişti ki; herhangi bir salgın hastalık ortaya çıktığında, yahut bir çocuk öldüğünde bunun suçu yahudilere atılır, onlara karşı şiddet eylemlerine girişilirdi. neyse efendim, yahudiler bir şekilde geçimlerini sağlamak durumunda oldukları için, kendilerine toprak verilmeyince ticarete yönelmişlerdi. kilise ticarete o dönemde son derece kötü bir gözle bakıyordu, insanlarda da ticaretin haksız kazanç (bizdeki haram kavramı gibi) kaynağı olduğu, dindar bir insanın asla ticaretle uğraşmaması gerektiği söyleniyor, ticaretle uğraşanlara aşağılık, inancı zayıf gözüyle bakılıyordu. hal böyle olunca ticari faaliyetler yahudilerin tekeline geçmiş oluyordu. zaman geçti, nehirler aktı. bir zamanlar itelenen yahudiler artık zengin kesimi oluşturdu ve bankerler yahudilerden çıkmaya başladı. sıradan kişilere, hatta devletlere faiz karşılığı borç verir hale geldiler. yüzyıllar içerisinde yeni gelişmelere ayak uydurarak tüm dünya'yı sarıp dünya ekonomisinin önemli bir kısmını yönetir hale geldiler.
bugünki duruma ulaşmaları işte böyle bir süreçten geçti, kabaca.