bluetooth ile kız tavlamak

entry18 galeri
    1.
  1. teknolojiye ayak uydurmaktır. hele benim gibi teknolojiyi yıllar sonrasından takip eden bir insan için inanılmazdır.
    biri ''örnek'' dedi oradan. verelim:

    bir gün, bir gazetede okurken gerçek anlamda tanışmış oldum bluetooth'la. yazıda yeni neslin artık bluetooth ile tanıştığı, bluetooth'un yeni neslin çöpçatanı olduğu yazıyordu. doğal olarak ilgimi çekti, hafızama kazıdım.

    bir akşam üç arkadaşla birlikte bara gidelim dedik. arkadaşın arabasının şahin olması bizi yıldırmadı. atladık şahin'in içindeki tipik dört kıro barın epeyce uzağına park ettik. arabadan inince eliyüzü düzgün dört sapız. normal olarak bizi kimse bara almaz ancak daha birkaç gün önce düğününe gidip çeyrekşer altın takacak kadar samimi olduğumuz bir barmen sayesinde ''arkadaşlar benim misafir'' kontenjanından giriyoruz içeri. hemen güzel manzaralı bir masaya geçip bir şeyler içiyoruz. her ne kadar kıro kategorisine girsek de uslu uslu oturup muhabbet ediyoruz.
    derken aklıma o gün okuduğum haber geliyor. yeni neslin çöpçatanı benim cebimde. hemen genel bir tarama yapıyorum ve 268 milyon kişi bulunuyor. ''demek ki haberler doğruymuş'' diyorum o an.
    aralarında mustapha, suphi, aga, husam, yakisikli86, nokiaxy, delikanlı gibi bir erkeğe ait olduğu 800 km öteden belli olan nicklerden sonra adeta çöldeki vaha gibi karşıma ''burcux'' çıkıyor. tekrar ''evet'' diyorum, ''haberler kesinlikle doğru''.
    çöpçatanım bana burcux'umu buldu. ee? burcuxum telefonumda lakin nasıl tanışıyoruz, nasıl muhabbeti koyulaştırıyoruz gibi sorulara cevap bulamıyorum. zaten benim için önemli olan arkadaşlarımla zaman geçirmek diyerek arkadaşlarımla muhabbete devam ediyorum. masada bolca yerfıstığı var, yersen.
    bir süre sonra bluetooth'la tekrar arama yapıyorum, burcuxum yine orada. okuduğum yazı geliyor aklıma ''bluetooth ile ayrıca dosya paylaşımı da yapılabiliyor''. sonra ''ulan'' diyorum, ''çivisi çıkmış medyanın''. baksanıza adamlar bluetooth'un asıl amacını ''ayrıca'' diyerek belirtip, hinliği manşet yapmışlar; yazık yazık.

    ben bu eleştrileri yaparken arkadaşlar ''fıstık bayat mı'' diyor. alakası yok, anlatıyorum neye sinirlendiğimi. içlerinden biri kendinden beklenmeyecek bir akıl veriyor ''fotoğraf göndermeyi dene abii''. rastgele bir fotoğraf göndermeyi deniyorum, gönderiliyor. ee? eesi o kadar. ulan ne biçim çöpçatan bu! sinirleniyorumm sürekli fotoğraf çekip yolluyorum. bu fotoğraflar arasında içtiğimiz biralar, masadaki arkadaşlar, çerezler, selpaklar da var. bir sonuç yok ama çok zevkli.

    bu sırada karşı çapraz masada bu gözlerin görüp görebileceği en güzel kızlardan ikisi oturuyor. ellerinde de bir telefon var, gülüşüp durmalarından şüphelenmiyor değilim. lakin nasıl olsa bir sonuç yok diyerek haklı eylemlerime devam ediyorum. arkadaşların daha sonra aleyhlerinde kullanma tehdidini yapabileceğim fotoğraflarını çekip çekip yolluyorum. arkadaşlar ise o an alkolle haşır neşir olmaktan zerre umursamıyor aksine ''bir de böyle çek nihahaa'' diyorlar. sonra garsondan kalem isteyip ''bir barda yapılabilecek en kıro hareket''i de yapıyor, bir peçeteye arkadaşın telefon numarasını yazıp; üstelik bu peçetenin fotoğrafını çekerek yolluyoruz burcux'a. tahminlerime göre burcux o peçete fotoğrafını da aldıktan sonra kusuyor olmalı. bakıyorum etrafa kusan yok!
    bu mallıkları yaparken ne kadar eğleniyoruz anlatamam. ama her güzel şeyde olduğu gibi bu da bitiyor. kafa bir dünya geliyoruz eve.

    ertesi gün bir başka arkadaştan bluetooth'u kullanmayı öğreniyorum. meğer ajanda'nın içine girip oradan ''not'' yazarak göndermemiz gerekiyormuş. girip deneyecekken ''gelen notlar''ı görüyorum. allahallah bu da ne?
    - merhaba kimsin sen fotoğraf belli olmuyor:)
    - hey kimsin ya söylesene
    - şu dört arkadaşın oturduğu masadaki çocukmusun???
    - ya tanışmak istiyorsan gelsene, sıkılıyoruz zaten
    - arkadaşların çok tatlı çıkmış, gelsenize
    - yazdığın numara tam olarak okunmuyor sonu 86 mı?

    o an kafamdan aşağı kaynar sular dökülüyor. meğer kızlar benim gönderdiğim fotoğrafları almış, hatta tanışmak istemişler. gel gör ki ben mal mal fotoğraf göndermeye devam edip, sonra da çıkıp gitmişim.
    henüz bu şoku atlatamadan dün gece beraber içtiğim dostlarım kıkırdaya kıkırdaya geliyorlar yanıma. bir mutlular bir mutlular ki sorma gitsin. lakin soruyorum:

    - ne oldu olum, ne gülüyosunuz? ben size bir şey söyleyeyim de dibiniz düşsün. dün akşam bluetooth'tan fotoğraf gönderdiğim kızlar cevap yazmışlar aslında ama biz görmemişiz.
    - hahahaahha puuuahhhahahaaahha
    - ne oldu lan?
    - olum hani peçeteye numaramı yazıp yollamıştın ya
    - hasiiktirlen
    - aradılar olum vallaaa. gittik buluştuk, hatta çıkıyor gibiyiz.
    - inanmam olum ya, güzeller mi bari?
    - ya olum bizim karşı çaprazda oturan iki afet vardı ya, onlarmış. sana da selam söylediler.
    83 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük