Scott Z. Burns' un yazdığı ve Steven Soderbergh' in yönettiği salgın bir hastalığı konu edinmiş film.
Bilim kurgu, gerilim, drama ve kaos türündeki film.
Gerçi fikrimce film bütün bu türlerden çok belgesel tadındadır.
Oyuncu kadrosu olarak kalite barındıran bir film. ilk adımda saymak gerekirse; Matt Damon ( Mitch Emhoff ), Laurence Fishburne ( Dr. Ellis Cheever ), Kate Winslet ( Dr. Erin Mears ), Gwyneth Paltrow ( Beth Emhoff ), Marion Cotillard ( Dr. Leonora Orantes ), Bryan Cranston ( Lyle Haggerty ) ve Elliott Gould ( Dr. Ian Sussman ) filmde yer alan kalitesini daha önceden kanıtlamış oyuncular.
Özellikle söz etmek gerekirse Matt Damon ve Kate Winslet' in performansları gerçekten çok başarılı. Bunun dışında; Jennifer Ehle ( Dr. Ally Hextall )' da çok iyi bir performans sergilemiş.
Film, daha önce hiç bir şekilde görülmemiş bir virüsün, bi kadın tarafından orta doğu seyahatinin sonunda Amerika' ya gelmesiyle belli başlı şehirlere yayılmasını anlatıyor. Hızla yayılan virüsün çıkarmış olduğu siyasal ve medyasal sorunların gündeme gelerek devam ettiği filmin ilerleyen bölümlerinde halkın ayaklanması sonucu çıkan kaosu ve olayın içerisinde yer alan güçlü kişilerin, herkesin bilmemesi gereken bilgileri ve herkesin ulaşamayacağı yetkileri nasıl kullandıklarını anlatmaya devam ediyor.
Film son derece gerçekçi hazırlanmış senaryosuyla, tam olarak bir ana karakteri bulundurmamakla birlikte, 6 farklı karakterin bir olay çerçevesince aynı gibi gözüken fakat farklı hikayelerini anlatıyor.
Taşıdığı belgesellik havasıyla, oyuncu kadrosunun büyük oluşuyla ve seke seke giden senaryosuyla sinemasevere beklediği etkiyi yaşatmayışı söz konusu.
Fakat daha öncede gördüğümüz virüsün bulaşması konulu filmlerden çok büyük bi artısı olarak; her şey çok gerçekçi olarak tasarlanmış. Aşı bulma ve bunu kullanabilme sürecinin alt dallarla anlatılışı gerçekte olabilecek kadar güzel bi şekilde gözler önüne getiriliyor.
Yinede fikrimce; konunun gerçekçiliği bakımından verilen detayları düşünürsek eğer, film değil de 6 farklı hikayeden kaynaklı olarak 6 bölümlük bir televizyon dizisi olarak çekilseymiş eğer daha başarılı bi anlatım ve daha güzel bir konu bütünlüğü sağlanabilirmiş. ( ki yönetmenimiz günümüzde film sektörünü bırakmaya karar vermiş ve dizi çekimleriyle ilgilenmeyi hedeflemiş birisidir. )
Soberbergh' in kendine has sinemasının meyvelerini taşıyan film için çekim sekansları ve görsellik bakımından konuşmak gerekirse;
- 07:20 ve 07:25 süresi aralığında, üvey baba ile oğlunun okul kapısından çıkış sahnesinde, tam kapıdan çıkarlarken kameranın sabit bi biçimde ayarlanmış olmasına rağmen küçük bir titreme yaşamış olmasını tamamen bir görüntü kirliliği olarak görüyorum.
- Planların çoğunluğu, çok kısa zaman aralıklarına ve hızlı ilerlemeye dair tasarlanmış.
-Konuşma sahnelerinin neredeyse hepsi alt açıyla çekilmiş.
-Yer yer gözlemlediğimiz gizli kamera açıları ve olağan dışında olan açılar diye tarif edebileceğimiz açılar ( Örneğin; arabanın içinde telefonla konuşan adamı ön camdan içerisi görülecek şekilde değilde arka koltukta oturuyormuşuz gibi arabanın aynasından görmemiz. ) filme güzel bi hava katmış.
- Yine Soberbergh ve yine olağan dışı ve alışılmadık sahne renklendirmesini de görebiliyoruz bazı bazı.