2008 avrupa kupası finallerine yükseldiğimiz için hakkında düşündüklerimizin artık daha rahat dile getirilebileceği ulusal takımımız;
ulus devlet özelliklerinin karmaşıklaştığı, zayıfladığı günümüzde, kafa karıştırmaya başlayan takım;
çünkü milli takım oyuncularını çoğu ve en iyileri, ülke dışında top koşturuyorsa;
milli takım oyuncularının son dönemde en iyileri, genellikle avrupa'da doğmuş, büyümüş ve oranın futbol kültürüyle yetişmiş türkiye kökenli oyunculardan çıkıyorsa;
son dönemde yaygınlaştığı gibi kimi brezilyalı oyuncular türkiye cumhuriyeti vatandaşlığına alınıp milli takıma sokuluyorsa;
bir çok ülkenin milli takımlarını olduğu gibi türkiye milli takımını da zaman zaman türkiyeli olmayan teknik yöneticiler çalıştırıyorsa;
ülkelerdeki azınlıklar kimi çetrefilli maçlarda
örneğin: almanya türkiye maçında, almanyada yaşayan türkiye vatandaşlar;
bulgaristan türkiye milli maçında, bulgaristan'da yaşayan bulgaristan vatandaşı türkler, müslümanlar;
yunanistan türkiye milli maçında, yunanistan'da yaşayan yunanistan vatandaşı türkler, müslümanlar;
türkiye ermenistan milli maçında, ülkemizde yaşayan ermeni vatandaşlar
kimi destekleyeceklerini şaşırıyor, giderek daha büyük çelişkiler içine düşüyorlarsa;
dünya kupası maçlarında, türkiye brezilya maçında tüm doğu dünyası türkiye'nin, batının çoğu ise brezilya'nın ardında duruyorsa;
dünyada bir şeyler cidden değişmiş demektir; bu nedenle de sanki hiç bir şey değişmemiş gibi yapmak mümkün değildir; yapanlar vardır ve bu nedenle komik duruma düşüyorlar; bir kısım seyircilerin, kimi futbol gazetelerinin ve yorumcularının, hatta çoğu maç anlatıcıların * içine düştükleri komik durumlar gibi... (bkz: norveç türkiye maçını sesi kapalı izlemek)
şimdilerde nasıl şehircilik kendi içinde futbol taraftarlığı sırasında kimi sorunlar yaşıyorsa, unutulmasın ki ilerde türkiye ile yunanistan ya da almanya arasındaki milli maçlar da trabzon ile fenerbahçe arasındaki maçlar gibi olacaktır;
yani yine trabzonlu çok sayıda fener taraftarı olacak, ne yazık ki kim trabzonlular onlara hain gözüyle bakacak, istanbul'daki maçta ise trabzon kökenlilerin önemli bir bölümü ve çok az sayıdaki istanbullu trabzonspor taraftarı zor bela fenerbahçe stadına girecek, normal taraftar değil, aşşağılık birer militan muamelesi görecektir, onlar da bu koşullarda zaten öyle davranacaktır; bu durum, rakip galatasaray ya da beşiktaş olsaydı da değişmeyecekti zaten ve hayat akıp gidecektir.
ama
uluslararası mahkemelerin ve kimi örgütlerin ulusal yasaların üstüne çıktığı ****;
birleşmiş milletlerin tüm beceriksizliklerine rağmen uluslarüstü olabildiği;
nato gibi askeri kuruluşların kimi zaman olumlu ama çoğunda olumsuz biçimde uluslara bazı koşulları dayatabildiği;
imf, dünya bankası, dünya ticaret örgütü gibi kuruluşların, dünya ticaretinin, her zaman adil olmasa da en azından mevcut kapitalist sistemin hiç olmazsa düzgün işlemesine yardımcı olduğu bir dünyada, ulus devletlerin 100- 150 yıl öncesinin gücünde olması zaten düşünülemezdi.
özetle, dünyanın gelişiminin farkında olunmalı, ulus devletlerin aşınmasının her zaman korkulacak bir şey olmadığı, bunu bir paranoya olarak sunanların başka çıkarlar peşinde olduğu unutulmamalı; ulus devlet modellerinin ağır ağır çözülmeye gittiği günümüzde milliyetçilik de, millilik de abartılmamalıdır; yokmuş gibi davranılması ise erken bir kozmopolit davranış olarak milliyetçiliği canlı ve diri tutmaya yarar sadece.
bu yaklaşımın sopor alanına akıllıca uyarlanması ise günümüzün en ihtiyaç duyduğu işlerdendir, o ayrı!
soru: türkiye bosna hersek milli maçı sırasında ülkemizde ve dünyada, maç izlerken kimler, hangi çelişkileri yaşadı, benzeri maçlarda kimler ne yaşayacak?