avrupa elli yıldır demokrasi, insan hakları, ifade özgürlüğü, düşünce özgürlüğü gibi kavramlardan ölesiye tiksinen üçüncü dünya ülkesi kökenli vatandaşlarının bu kavramları kendi ülkesinde istismar etmesine hiç sesini çıkarmadı. örneğin milli görüş türkiye'de yapamadığı organizasyonları hollanda'da, fransa'da, almanya'da, belçika'da yaptı.
pegida aslında avrupa'da bir 20 yıl önce ortaya çıkıp o yıllarda kuvvetlenmesi gereken bir hareketti fakat avrupa insanı tehditi algılayamadı. bugün hala geri zekalı anti-faşist kesimde cihatın dahi aşırı sağcılar tarafından müslümanlara atılmış bir çamur olduğunu düşünenler var. göç tehlikesine dikkat çeken kişiler direkt olarak aşırı sağcı, nazi bunlar gibi kelimelerle yaftalandı, paranoyak görüldü. pegida'nın geç kalmasınının bir boyutu da avrupa insanının çoğunluğunun kendi ülkesinde ciddi nüfusu bulunan müslümanlarla herhangi bir ilişkisinin bulunmamasıdır. herkes kendi dağında kabilinden, büyükşehirlerin sikko varoşlarına toplanıp, orada bir klan oluşturan ve kendi halinde yaşayan bir gruptu göçmen kökenliler. öte yandan demokrasi en nihayetinde bir kelle hesabı olduğundan bu göçmenlerin oyuna gözünü diken sol partiler o yıllarda göçmen karşıtı yükselen sesleri kıstılar. avrupalılar bu göçmen kökenlilere gösterdiği müsamahayı bunların karşıtı olan kendi vatandaşlarıan göstermedi.
fakat göçmenler o iğrenç klanlarından çıkıp hollanda'da eşcinselleri linç etmeye başlayınca aynı ülkede siyasetçi theo van gogh bunlardan biri tarafından suikaste kurban gidince, londra'da bir askerin boğazı kesilince, belçika'da, isveç'te, norveç'te bu ülkeler için şeriat grupları kurulunca, fransa sokakları peçe, çarşaf gibi çağdışı aksesuarlarla dolunca, ispanya'nın kimi kentlerinin sokakları cuma namazı safı olunca işin rengi değişti.
bugün pegida almanya gibi en ufak bir milliyetçi çıkışın nazi olarak fişlendiği bir ülkede 20.000 kişiye yakın yürüyüş yapabiliyorsa hatta onların karşıtları bile artık toplumun bunlara yönlenmemesi için yaptığı yürüyüşlerde alman bayrakları kullanabiliyorsa bu yukarıda verdiğim birikimin sonucudur ve artık ipin ucu anti-faşistlerin veya göçmenlerin elinden kaçmıştır. bu bakımdan pegida'nın yasaklanması veya yürüyüş yapılmamasına izin verilmemesi, önde gelen isimlerinin tutuklanması hiç ama hiç fayfa vermeyecektir.