--spoiler--
not: bu yorum baştan sona spoiler içerir, kitabı okumayan arkadaşları önceden uyarayım sonra arkamdan küfretmesinler !
--spoiler--
geçen hafta d&r'da raflara bakarken, kapağındaki "bir barbaros romanı" başlığına aldanıp büyük bir zevkle aldığım;
okumaya başladığımda ise barbaros yerine klasik kavuşamayan bir çiftin hikayesinin anlatıldığı, -barbaros'un hayatına sadece değinildiği- iskender pala kitabı.
ha zevksiz miydi haşa, okurken keyif aldım. ama o kitabın başlığına "bir barbaros romanı" yazılması yanlış aga. neyse onu yazacaksın.tamam şimdi yiğidi öldür hakkını yeme. barbaros'un sahneleri de gayet güzel betimlenmiş, duygu çok iyi verilmişti. hele o son bölümdeki cenaze kısmı beni benden aldı. türbesinin bulunduğu yerden geçen gemilerin bugün bile fenerlerini kısması, yani bir nevi saygı gösterişinde bulunması acayip duygulandırıyor insanı. ama keşke ana konu sidi alkalayla beatrix'in aşk hikayesinden çok barbaros olsaydı.
herneyse, son bölüme kadar ağır ilerlese de beni benden alan son 25 sayfa oldu. bunun için bile okumaya değer bence.