hz.musa musevilik dininin peygamberidir. bu dine mensup insanlara musevi denilmektedir. yahudilik bi ırktır ama musevilik bir din ismidir. museviler dinlerini büyük bir baglilikla yaşarlar. bir müslüman bile domuz eti yiyebiliyorken bir musevi asla domuz eti yemez. musevilerin inancına göre musevilik doğuştan kazanılan bir özelliktir. yahudi olmayan bir insan musevi olamaz. bunu kabul etmiyorlar. yalnızca bu dine hizmet edebilen bir insan olabilirsin bunun adı da masonluktur. baskı altında musevi olmak diye bir durum söz konusu olamaz yani. museviligin tehdit olarak algılanmasının en büyük nedeni musevilerin sayısı değil musevilere hizmet eden masonlarin sayısının giderek ve hızla artmasidir. museviler yüzde bir kadardır, azdirlar ama masonlar cidden dünyayı avucunda tutmaktadirlar. bunu inkar etmemek lazım. din kavramına gelince museviler inanılmaz muhafazakar insanlardır ve kendi dinlerini diğer dinlerden ustun görürler tıpkı diğer dinler gibi.. her din kendi varlığını korumayı amaç edinmiştir. din mücadelesi sadece diğer dinlere has bir olgu değildir. museviler de bunun derdinde bu nedenle çok da masum sayılmazlar. hepsinin ortak bir mücadelesi var ırk ve dinlerini en üstün ilan edebilmek. iyilik veya kötülüğün bununla bir ilgisi bulunmamaktadır. bu karşılıklı bir çıkar çatışmasıdır. bizler bile ferd olarak kendimizi kabul ettirmek ve ya toplumda söz sahibi olabilmek için diğer insanlarla bir yarış halinde değil miyiz. yeri gelince onları ekarte etmek için gayret sarf edmiyor muyuz hatta bir hiç uğruna sırf kendi menfaatimiz icin onları harcamıyor muyuz. kaldı ki musevilerin, hıristiyanların, müslümanların ve ya ırkların birbirlerine üstünlük gösterme çabaları gayet normaldir normal karşılanmalıdır. keşke olmasa herkes barış içinde yaşasa ama olmuyor işte.