Dadaş kelimesi değişik anlam ve şekillerde yorumlanmıştır. Kimine göre; mert, cesur, özü sözü doğru zalimin karşısında, mazlumun yanında olan merhametli, yiğit biridir. Kimilerine göre; erkek kardeş, ağabeyi, cesur, yiğit, tüm erdemleri kendisinde toplamış mükemmel bir insandır. "Aynı zamanda 'numune-yi misal' bir Erzurumludur. Bazılarına göre de. bar tutan, at binen, cirit atan. kabadayı, tığ gibi bir delikanlıdır."
Dadaşlık, öyle rastgele kazanılmış bir sanat veya meslek değil, bazı müstesna şahsiyetlerde görülen; "efendilik" gibi fıtrî (doğmatik) bir ruh asaletidir. Bu düşünceden baktığımızda tarihî bir misyona sahip olan dadaş, "Zaman zaman serhat boylarının bekçisi, âcizin. yoksulun, kimsesizin hamisi, eli ve sofrası açık mert bir köylü, bir esnaf, camilerimizin imanlı, toksözlü. nur yüzlü vaizi, siyasî hayatın medeni cesaretini nefsinde toplamış cesur bir hatip, yiğit bir kumandan, vazifesini namus bilen bir memur, bir öğretmen kendisini ailesine ve çocuklarına vakfetmiş Erzurumlu bir ana veya babadır."
Dadaş, aile içinde ve dışında herkesin saygınlığını kazanmış, her konuda kendine güven duyulan, sofrası eşe - dosta yoksula düşküne açık, iyi bir aile reisidir.
Ayrıca gakkoş'un Erzurumlu hali deyip basitleştirmemek lazım, kıskanmamak lazım dediğimiz durumdur. Dadaş ayrıdır Gakkoş ayrıdır. Ayrıca ne pezevenk anlamına gelir, dada mada da değildir. Dadaş zamanımızda çok az kalmasıyla birlikte, çoğu dadaşım diyene de güven olmaz. Dadaş olan Dadaşım demekten gurur duyar ve çevresinin onunla gurur duymasını da sağlayacak nitelikte insandır.