başının önüne eğik olmasından anlaşılacağı üzere bir mahcupluk, bir kırgınlık yaşayan zat. bu durumun sebebi ise hayattaki şanssızlıklar olur genelde. yorulmuştur, artık huzur ister, ne tarafa yönelse biri bir tekme vurmuştur çünkü. sevmek, sevilmek ve mutluluğu artık bulmak ister. kime, hangi kapıya gitse bin pişman geri döneceğini bilir, çünkü bugüne kadar bunları yaşamıştır hep. zaten bundandır ya bu bitmişliği, kalbindeki kırgınlıklar, başının eğikliği. bundandır ellerini sımsıkı saracak birinin olmayışı ve ellerinin cebinde olması. bilir ki artık ona mutluluk, aşk uzun bir süre rastlamayacak, rastlasa da artık onda muhtemelen bir ümit kalmamış olacak. yürümesinin sebebi de mutluluğu, huzuru bulamayacağını, artık sevemeyeceğini bildiği ve ümidi kalmadığı halde öylesine aramak. artık onun için yaşamak nefes almaktan ibarettir. onu da doğru düzgün yapamaz ya. duygusuz nasıl yaşanır ki...