Öğrenilmesinin ne kadar gerekli olduğunun bugün farkına vardığım iletişim şekli.
Bugün hastanede randevu sıramı beklerken sırada son iki kişi. Birlikte bekliyoruz içeride bir hasta daha var.
Adamın bir derdi var ama çözemiyorum, soracağım çekiniyorum.
Neyse deyip yaklaştım iyi misiniz dedim.
Ses yok.
Adamın kafası öne eğik elleri başında gözleri kapalı. Tekrar sordum yine ses yok.
Bu kez hafifçe dokundum ve tekrar iyi misiniz dedim, Adam ilk yüzüme baktı sonra eliyle duymadığını işaret etti. ben de böyle ellerimle kaşım gözümle iyi misiniz demeye çalıştım.
Adamın elleri parmakları havalarda uçuşuyor ama ne dediğini anlayamıyorum. o da fark edip aynı hareketleri tekrar tekrar vurgulayarak anlatıyor.
Allah'ım, kendimden hiç böyle utanmadım.
Çat pat anladım dediklerini sonra üzülmeyin gibisinden mimikler sergiliyorum ellerimi, parmaklarımı oynatıyorum da yok yani bu kadar duyarsız kalmış olamazdım herhalde.
içerime dokundu. En çok vicdanıma.
Bu dünyada yalnız değiliz. Bedensel olarak eşit kriterlere sahip olmayanları nedense göremiyoruz.
Aslında olay bir gün siz de böyle olabilirsiniz e getirilse de ben böyle düşünmüyorum.
Burada da bir şekilde menfaat söz konusu. Ama bugün anladığım şey farklı, bizlere ihtiyaçları var.
Yani demem o ki gözlerimizi kısıp dudaklarımızı aşağı doğru bükerek verdiğimiz üzgün ifadesinin hemen arkasından "Allah herkesin yardımcısı olsun" demekle el uzatmış olmuyoruz.
Biz ki Tüm fiziki şartları eşit olan insanlarla konuşabildiğimiz duyabildiğimiz halde birbirimizi anlamıyor, sürekli kimse bizi anlamıyor nidalarıyla oraya buraya dert yanarken ne kadar bencil olduğumuzu göremezken, onlar ne yapsın?
ha işte o zaman; Allah yardımcımız olsun.