armand ahşam yüzey üzerindeki kilimi kaldırdı ve aşağıya mahsenine indik.
burnuma gelen kesif kan kokusunu duyabiliyordum.
çok geçmeden onun küçük zindanındaki kadınları ve erkekleri gördüm.
bir tane de ufak çokçuk vardı.
bir yandan kafamıza göre insanların kanını emiyor bir yandan konuşuyorduk.
armand'ın haraketleri çok tiyatral ve estetikti.
ben ise ne kadar acı çektiklerine çok önem vermiyordum.
bir kaç metre ötede küçük bir mahsen vardı lakin hepsinden farklı olarak dışardan içi gözükmüyordu.
armand'a dönerek onun içinde ne var dedim.
ucundan kan damlayan işaret parmağımı kaldırarak.