ne varsa eskilerde var.hafta sonu bir hasta oldum nereden geldiğini anlamadım desem yalan olur. müthiş bir stres, yük ve sağlıksız yemek yemek çığı gibi üstüme düştü.
o günde adriana lima gibi olacam ya diot lazere gittim vücütta tek kıl tüy bırakmıyor mübarek. oradan çık dişçiye git. neyse herşey normal en son gözlükçüde başım dönmeye başladı.
yemek ye diyorum. yok bir bulantı. eve gittim uyudum. uyandım. yok daha kötü oluyorum. saatlerce direndim.
dayım aradı. genelde bir kere arar açmazsam ısrar etmezdi. bu sefer içine doğumuş gibi beş kere aradı. açtım. zaten beni duyunca panik oldular.
o anda hayatta hiç bir şey artık gözümde değil. boşlukta yüzüyorum.
sonrası mı. yolda kusmalar. acil. iğneler serumlar. testler.
kanımda iltihap varmış bu ne lan. bakırköy'e sevk ettiler sonra. vs vs.. butun gece uğraş dur.
ertesi gün uyandım. teyzemin yolladığı tarhana çorbasından yaptım. annemin gönderdiği turşuyu açtım. gözlerim açıldı. ne varsa eskilerde var.
ev yapımı yemek lazım. kendine bakmak. eskiler hep uzun ve sağlıklı olmazmış boşuna.
yün giyerlermiş. yazın hazırladığı kavanozları kışın yerlermiş. sebzesi, hoşafı, eti, yumurtası.
bilgisayar başında durmaktan kamburlaştık. akşam spor yapsakta her şey sahte. bugün içimden kırlarda koşmak. çiçeklerin kokusunu içime çekmek geliyor.
yine klavye başında ne çok şey istiyorum. şimdi bu entry yi yavaşça gir. sayfayı kapat. ve çizimine geri dön. *