vegan

entry198 galeri ses1
    42.
  1. "gary yourofsky'nin 'bitkiler de acı çeker' argümanı" yazısı okunup ondan sonra cevap verilmesi gerekir.

    ölü hayvan eti yiyicileri artık hiçbir bahaneleri kalmadığında, iki türlü ahmaklıktan birini ortaya atarlar. birincisi, veganlara saygı duyduklarını söyleyip, aynı şekilde kendilerinede saygı duyulmasını isterler. tabii ki vücut yiyiciler veganlara saygı duyarlar. saygı duyulmayacak ne var ki? bizler çok mu merhametli, çok mu bağışlayıcı, çok mu hayırseveriz?

    et yiyicilerin veganlardan saygı istemeleri nambla ( kuzey amerika oğlan severler) sübyencilerinin tecavüzcü olmayan insanlardan saygı istemelerine benziyor. acımasızlığı seçen insanlara saygı duymuyorum. bir sübyancının küçük erkek çocuklarına tacizde bulunmayı seçmiş olmasına saygı duymuyorum. bir tecavüzcünün bir kadının vücudunu kirletme arzusuna saygı duymuyorum. bir hırsızın banka soymasına saygı duymuyorum. bir nazi'nin,yahudiler'i, zencileri, eşcinselleri,vs. kendisinden aşağı görme ve onları bu yüzden ortadan kaldırma inancına saygı duymuyorum. ayrımcılık ve nefret üzerine kurulu hayat tarzlarına saygı duymuyorum.

    et yiyenlerin ikinci ahmaklığı ise vegan hayat tarzını, bitkilerin dünya veganınlarını beslemek uğruna acı çektiklerini ve öldürüldüklerini iddia ederek suçlamaya kalkışmalarıdır. oysa ben hâlâ '' havuçlar için ahlâksal davranış insan cemiyeti'', ''brokoli için son şans'', ''elmalar bugünde yarında mutlak korumayı hakeder'' isimli kuruluşları bulmaya çalışmaktayım. ''havuçlar için ahlâksal davranış insan cemiyeti'' diye birşey yoktur çünkü herkes bir havucu topraktan çekip almakla bir domuzu parçalara ayrımanın arasındaki farkı bilir. ayrıca yine herkes çim biçimiyle, yumurta endüstrisi elindeki erkek civcivlerin canlı canlı kıyma makinasına atılmasının arasındaki farkı bilir. eğer kişi aradaki farkı anlamıyorsa samimi değildir, delidir, mantıksızdır. bazı insanların havuçları ineklerle kıyaslaması, et yiyenlerin baskıcı düşünce çamuruna nekadar battıklarının kanıtıdır.

    izin verin, size bitkilerle hayvanların birbirleri ile bir şekilde benzerlik gösterikleri düşüncesinin saçmalığını daha da açıklayayım. karım geçenlerde ailesinin evini ziyaret ettiğinde, çocukluğundaki yatak odasında bulunan 20 senelik kaktüsün kötü durumunu farketti. ipuçları almak için bazı bahçecilik siteleri takibinden sonra kaktüsü yarıdan kesip kuruması için 3 gün güneşin altında beklettik. dracaena bitkisiyle tekrar diktik ve şimdi tekrar canlandı. eğer hayvanlar ile bitkilerin aynı olduğuna gerçekten inanıyorsanız ozaman küçük bir çocuğu yarıdan kesin, bakın bakalım ne oluyor! dahası, yakınınızdaki bakımevine gidin ve ordaki herkezi yarıdan keserek iyileştirin.

    gerçek şudur ki, eğer bu websitesi havuçların ve domateslerin çektiği acıları anlatmış olsaydı, yada kaju fıstıklarının çektiği gaddarlık hakkında konuşma yapmış olsaydım, yada insanların ağaçtan elma topladıklarını gösteren bir kamera görüntüsü gösterip elma toplama hakkında hiddetlenseydim, bana poponuzla güler ve arkadaşlarınıza benim çılgınlığım hakkında telefon mesajları gönderirdiniz. et yiyicilerin bakış açısından bile, hissiyatlı milyarlarca canlının acı çekmesine sebep olurken, hissiyatsız bitkilere özgürlük ve vücutsal tamlık hakları vermekten bahsetmek mantıksızlıktır.

    hayvanların aksine bitkiler, merkezi sinir sisteminden, ciğerlerden, kalpten,böbreklerden, barsaklardan, kandan, kulaklardan ve gözlerden yoksunlardır. işemezler yada dışkılamazlar. kimse komşusunun çimenlerini kesmesi karşısında dehşet içinde çığlık atmaz. ( çimenlerde bitkidir). fakat eğer komşularınız kapının önüdeki çimenler üzerinde bir domuzu parçalarına ayırıyor olsa, gözlyaşları olur, fiziksel müdahaleler olur ve gerekli yetkililer bu kanlı olayı durdurmak için olay yerine çağırılırdı. üstelik, eğer insanlar samimi olarak btiki yemenin yalnış olduğuna inanıyorlarsa, ultra-vegan yaşam şekli olan fruitaryanizmi (meyve ve kuruyemiş tüketimini) seçebilirler.

    yahudilik, hristiyanlık ve islam'ın anlayışına göre, cennet früteryanist bir bahçeydi . fizyolojik açıdan ise insanlar früteryan-frujivordur.

    hicivci filozof voltaire '' sizi saçmalıklara inandıranlar, vahşiliklere yol açmanızı sağlayacaklardır'' demiştir. söz konusu acı ve ızdırap, çığlıklar, kan, acıdan kıvrılmak ve korku olduğunda, hayvanların sergilediği tavırlar sözde bitkilerin titremelerinden daha baskın çıkacaktır. fakat, bu sözde ''bitki öldürme'' argümanının ne kadar samimiyetsiz olduğunu tam olarak göstermek için, bir saniye için bu görüşü ortaya atan et yiyicilerin veganların gerçekten bitkilerin acı çekip öldürülmesinden sorumlu olduğuna inanıyor olduklarını varsayalım. eğer böyle birşey söz konusu olmuş olsaydı, bunu iddia eden et yiyiciler mantık olarak kendilerini veganizme adarlardı.

    eğer yukarıdaki hayvansal tarımcılık hakkındaki iki bölümü etüd ettiyseniz, et yiyen toplumların veganlardan daha fazla bitki katlettiğini biliyorsunuzdur. amerika'da mısırımızın, yulafımızın ve soyamızın %70 ilâ %80'i her sene ödürülen 10 milyar kara hayvanın beslenmesi için kullanılmaktadır. global olarak dünyadaki bitkilerin %35 ilâ % 65'i her sene öldürülen 60 milyar kara hayvanını beslemektedir. eğer insanlar hayvanları yemeye bir son verirse, daha az bitki hasat edilir; hatırlayınız, tek bir vegan, karnivor bir insan tarafından doğrudan yada dolaylı olarak tüketilen bitkisel materyalin direk olarak sadece onda birini tüketmektedir. veganizm bu problemin hâlâ tek çözümüdür, çünkü fizyolojik olarak otçul olan insanlar doğrudan bitki yerlerse -hissiyatlı yada hissiyatsız- daha az canlı ölmüş olacaktır.

    bir grup hayvan tarımcılığı insanlarının bünyesindeki 'bilim, teknoloji ve tarımcılık konseyi' bile, 90'lı yılların başında amerika'daki ekinlerin dünya genelindeki her insanı iki defa besleyecek kadar çok olduğunu belirtmişti. fakat bunun bir şartı vardı; herkesin vegan olması gerekecekti! üzücü olarak bu gerçekler, ne hayvanların nede bitkilerin çektiği acıları zerre kadar umursamadıkları için, bitki yeme argümanıyla kaçış yolu arayan et yiyen insanlar üzerinde neredeyse hiç yok denilebilecek kadar az bir etki yapmıştır.

    bu kişilerin (et yiyenlerin) yaptığı tek şey et yiyebilmek için çeşitli, bayat bahaneler bulmaktır sadece! bazı et yiyenler, ekinleri hasat eden traktörlerin bazı hayvanları kazara öldürmesini sebep göstererek, veganların dolaylı yoldan hayvan öldürdüklerini iddia ediyorlar.dünya genelinde 60 miyar kara hayvanının mezbahalarda ve 90 milyar deniz hayvanının ise önceden planlanmış bir şekilde öldürülmesi, traktörün tarlalarda kazayla neden olduğu ölümlerle tamamen zıtlık içindedir. adaletsiz yasal sistemlerimiz bile önceden planlanmış cinayet ve kaza sebebi olan ölümler arasındaki farkı tahakkuk etmektedir.

    çiftiler traktörlerini, yer sincaplarını ve yılanları kasten öldürmek için kullanmadıklarından dolayı, bunun nezaman, nerde, yada hiç olup olmayacağını hiçbir zaman bilemezsiniz. mezbahalar, et tüketicileri için hayvanları bile bile öldürmektedirler. kimse kasten yer sincaplarını veganlar için öldürmez. sasha hayvan sığınma çiftliğinde 15 sene gönülü olarak çalıştım. tarladaki otları biçerken bazen bir tarla faresinin yada yılanın balyalandığı olmuştu zaman zaman. fakat bu bizi hiçbir zaman kasıtlı katiller yapmadı. 21. yüzyılda makinalara güvenen insanlar yaptı bu bizleri.

    makinalari kullandığımız sürece kazayla gerçekleşen hayvan ve insan ölümleri yaşanacaktır. hayvan-traktör konusunu ortaya atan et yiyicilerin, dünya genelinde her yıl milyonlarca insanın ölmesine sebep olan araba ve kamyon kullanmaya devam etmeleri tam bir iki yüzlülük değil mi? bu kazara gerçekleşen ölümlerin et yeyiciler için hiçbir sakıncası yok çünkü onlar insan öldürme bağımlıları değillerdir. onlar hayvan öldürme bağımlılarıdır. ve bağımlılar bu dünyayı tahrip eden, en çılgın, en mantıksız, bahanelerle dolu insanlardır . bağımlılar, alışkanlıkları söz konusu olduğunda herzaman mantıksızca hareket edenlerdir.

    siz, söz konusu alkol, sigara ve eroin olduğunda mantıklı ve ahlâki davranan alkolik, sigara içicisi yada eroin bağımlısı gördünüz mü hiç? tabii ki hayır. ve aynı şekilde söz konusu hayvan hakları konusu yada insanların hayvanları köleleştirmesi, katletmesi ve yemesi tartışmaları olduğundada, rasyonel yada ahlâkî düşünen et, yumurta ve süt ürünleri tüketicileri bulamazsınız.

    veganlar ölçülü hareket ederek, dünyamıza ve içinde yaşayanlara istemeyerekte olsa verebilecekleri en az miktarda zararı vermektedirler. et yiyiciler bu dünyaya ve içinde yaşayanlara kasıtlı ve kasıtsız bir şekilde en yüksek oranda zarar vermektedirler çünkü, dünya'daki tahılların %50'si ile 60 milyon kara hayvanını besleyerek, 60 miyon kara havyanını ve 90 milyon deniz hayvanını önceden planlanmış bir şekilde katlederek ve sonrasında kazayla doğada yaşayan hayvanları traktörlerle öldürerek milyonlarca insanın kasıtlı bir şekilde açlıktan ölmesine sebep olmak mantıksızlıktır. vegan olarak, üç problemle yaşamak yerine bunların ikisini ortadan kaldırabiliriz!
    3 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük