nur cemaatine atılan iftiralar

entry8 galeri
    1.
  1. nur cemaatine atılan iftiralar

    müslüman olan herkesin tamamını okumasında fayda olan bir yazıdır.

    ne yazık ki türk halkı eski türk halkı değildir. bir topluluk içindeki insanların bir birine olan saygısı umumi eşyların kullanımında kendini belli edermiş. eskiden istanbul'un her yerine kök salmış (bkz: sadaka taşları) na bakarak bundan bir kaç asır önce bu saygı ve sevginin çok fazla olduğunu görebiliyoruz parayı sadaka taşına koyan kimse ''ya bunu benle aynı fikre sahip olmayan bir insan alırsa diye düşünmemiş buda o dönem halkının bir birine karşı saygısını samimiyetini gözler önüne seriyor. bugün ise sadece bir örnek vereceğim umumi erkek tuvaletlerinin kapısına ve çalınan cami çeşmelerine bakınız! artık bir birimize saygı duymayı bırakın sebepsiz yere düşmanlık ediyor gereksiz yere kutuplaşıyoruz kardeşim bunun yazıyla ne alakası var deme bu örneklerden yola çıkarak diyorum ki eğer bu topraklar üzerinde yaşayan ve senle aynı dini yaşan bir insana ister kürt olsun ister başka bir milletten olsun ister başka bir partiden olsun eğer bir düşmanlık besliyorsan bunu göz önünde bulundur ve bu düşmanlığını bir gözden geçir allah rızası için! şimdi konumuza gelelim:
    tekrar ediyoruz ne yazık ki türk halkı eski türk halkı değildir haklının hakkını vermekte son derece cimri davranmaktadır, ama ne yazık ki yılda kişi başına düşen kitap sayısıyla meşhur olan bu ülkenin insanları birileri hakkında atıp tutarken son derece cömert davranmaktadırlar. ''kopyala -yapıştır'' mantığıyla bilginin yayıldığı bu ülkede sahiplerinin genelini müslüman olmayanların oluşturduğu medya kuruluşlarının haberlerini kutsal bilgi kaynağı sayıp, ona göre karar vermekten onu değişmez, sorgulanamaz bir kaynak olarak görmekten bıkmıyor usanmıyoruz. halkımız, ''birilerinin'' ortaya attığı bir kaç ''cahil yemini'' bir insanı; günah keçisi, siyonist, mason, amerikan oyuncağı yapmak için yeterli görmektedir.

    okumuyoruz, araştırmıyoruz, sorgulamıyoruz, bilmiyoruz. bu eksikliklerimizle ters orantılı şekilde konuşuyor, yorum yapıyor, hakimliğe soyunuyoruz.

    ''ama cemaat onun, zaman, stv, bank asya hep onun adam zengin yeaa s. s.''
    ''papayla kucaklaşmış gördüm ben onu resmi varmıs s s.''
    ''dinler arası diyalog varmış diyyoooo nasıl hoca o''
    ''amarikadan neden dönmüyor dönse ya demek ki ajan o ajannn''
    ''nerden geliyor bu değirmenin suyu bu kadar para nirden geliyoo''
    ''onun birden fazla ceketi var ayıp ayıp''
    ''valla bir beddua ediyor ki sorma gitsin s. s.''
    ''darbe yapacakmış başbakanı devirecek diyoolar''
    vs. vs. vs.
    bunların akla takılması merak edilmesi çok güzel şeyler çünkü merak etmek öğrenmenin ilk aşamasıdır. ama sorun şurada ki bizim halkımızın öğrenme şekli biraz değişik! halkımızın en kutsal bilgi kaynakları şöyle;
    1) televizyon ve gazete: (''sahibinin kim olduğu hiç önemli değil! benim duymak istediklerimi anlatsın''mantığıyla en önemli hizmet veren bilgi edinme aracı halbuki bir müslümansanız size, ülkemizde yayın yapan medya kuruluşlarının sahiplerini ve bu sahiplerinin kökenlerini dinlerini tek tek araştırmanızı öneririm karşınıza çıkan manzara gerçek bir müslümansanız biraz canınızı sıkacaktır.)
    2) kitaplar: dediğimiz gibi kitap okumada sınıfta kalmayı bırakın okuldan atılmış bir ülke olarak okuduğumuz çok az kitabında yazarını önemsemiyor sadece bizim istediğimiz şeyleri yazmasını yeterli buluyoruz. halbuki bu ülkede kitap yazarıyım diye ortalıkta dolaşan bir çok ''aydın'' görünümlü cahil vardır. hiç bir delil ortaya koymaksızın birilerini suçlayabilecek kadar aslında ''mahalle dedikoducusu'' sayılabilecek bu insanlar maalesef halkımız tarafından araştırılmadan kabul görüyorlar.
    3) internet siteleri: önüne gelenin yazar olduğu sözlüğümüz gibi nerdeyse herkesin internette bir şeyler paylaşması ve bunu çok büyük kesimlere ulaştırması günümüzde mümkündür. ve ne yazık ki intenet dünyasının bu cömertliği her konuda inanılmaz bir bilgi ve iftira kirliliğinide beraberinde getirmiştir.
    4) aile: ''benim babam her şeyi bilir'' bu düşünce ergenlik dönemine kadar normaldir ama anormal bir şekilde bizim ülkemizde buda suistimal edilip dokunulamaz bir bilgi kaynağı olarak görülmektedir. yapılan bir araştırmada ''üniversite öğrencilerinin'' yüzde 50 den fazlasının ailesiyle aynı siyasi görüşte olduğu tespit edilmiştir. (mustafa argunşah dil yarası)

    5) kahvehane ve sosyal ortam: bilginin,''nerden duydun'' ''kaynağın nedir'' ''delil göster'' mantığıyla değil ''birisi benim duymak istediğim bir şey söylesinde kim olduğu önemli değil'' felsefesine kurban gittiği ülkemizde delilin değeri yoktur.
    vs. vs.
    peki madem ki bazı sorular haklı olarak akla takıldı ya da kararsız kalındı ne yapılması gerekir:
    söz konusu şahısla ya da toplulukla ilgili:
    1) ''tarafsız olması koşuluyla'' onlarca kitap okumalı.
    2)kendini nasıl tanıtıyor ne olarak niteliyor ve fiilleriyle, yaptıklarıyla kendi tanımına ne kadar uyuyor araştırılmalı
    3) onlarca konuşması hutbesi yazısı okunmalı eğer gerçekten kim olduğunu merak ediyorsan bunu yapacaksın.
    3)yurt dışındaki tarafsız gazetelerce dışardaki algısı takip edilmeli
    4)ve en önemlisi de yurt dışındaki okullar bizzat gidip görülmelidir. orada yapılan faliyetler tek tek incelenmelidir.
    eğer tüm bunları yaptıysan ve hala benim düşüncelerim değişmedi bu adam amerikan uşağı diyorsan amenna git delil göstermek kaydıyla kitabını yaz veya insanlara bunu anlat ama bunların hiç birini yapmadıysan sus!
    peki bunların hiç birini yapmadan bol keseden atıp tutmak niye?

    eğer bunu okuyan kişi müslümansa ve kendini koyu şekilde fethullah gülenin ya da nur cemaatinin düşmanı olarak görüyorsa kendisini her konu açıldığında bunlarla ilgili ağzına geleni söylüyor nefret kusuyorsa ona dikkatli olmasını öneririm çünkü müslüman olduğunu söylüyor öbür dünyada sıkıntı çekmemesi için dikkatli olmasını öneririm sevmek zorunda bağış yapmak zorunda değil ''nurcu'' diye tarif edilen kesimden olmak zorunda değil hiç kimse hiç kimseyi buna zorlayamaz ama dikkatli olmak zorundadır şöyle ki:
    "Siz o iftirayı dilinize dolamıştınız. Hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığınız şeyi ağzınızla söylüyor ve onu önemsiz birşey sanıyordunuz. Halbuki bu, allah nezdinde büyük bir günahtır nur/15

    Rasulullah (s.a.v.): “Herhangi bir kimse, din kardeşine “Ey kafir!” derse, bu tekfir sebebiyle ikisinden biri muhakkak küfre döner. Eğer o kimse dediği gibi ise ne ala. Aksi takdirde sözü kendi aleyhine döner.” buyurdular.
    *
    Kim bir hata veya bir günah işler de sonra onu bir suçsuzun üzerine atarsa, muhakkak iftira etmiş ve apaçık bir günah yüklenmiş olur.*
    Mümin erkeklere ve mümin kadınlara yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler de bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir.
    *~

    “Kim 'karalamak gayesi ile' bir müslümana bir iftira ederse Allah o kimseyi bu söylediği sözler 'in vebâlin'den 'tamamen temize' çıkıncaya kadar cehennem köprüsü 'sırat' üzerinde bekletir.”*

    Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: "Bir kimse, bir mümin hakkında olmayan bir şey söylerse, iftiraya uğrayan kimse, onu affedinceye kadar, Allahü teâlâ onu Cehenneme sokar."*
    işte bu hadisler ve ayetler yüzünden uyarıyorum kardeşlerimi bu topluluk hakkında çirkin şeyler söylemeden önce hiç inanmıyorsanız dahi yüzde 1 ihtimalle dahi olsa gerçekten allahın yolunda olduklarını bir düşünün o zaman bu ağzınıza dolananların hesabı kıyamet günü başınıza bela olmaz mı allah bunun hesabını sormaz mı? allah rızası için dediklerimize dikkat edelim bir insanı topluluğu allah dedikleri halde suçluyorsak bir kez daha düşünelim. allah rızası için dikkatli olalım.

    edit: yüzde bir ihtimal arkadaşlar yüzde bir ihtimal! allah aşkına söyleyin sizi korkutmuyor mu?? eğer o insan allahın sevdiği bir kulu ise o zaman nasıl vereeceksiniz hesabını ahirette nasıl bakacaksınız yüzüne bu kadar cesaretiniz ve öbür dünya için bu kadar güvenceniz var ha? allah sonumuzu hayır etsin allah bizi bize sevdirsin başka ne diyebilirm ki?
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük