karışık kaset

entry41 galeri
    22.
  1. kadıköy'de sinemada izleyip, keyifli vakit çevirmeme vesile olmuş tunç şahin filmi.

    --spoiler--
    uygar şirin romanından uyarlanan filmin 90'ları, 2000'leri ve 2010'ları ele aldığı bölümlerdeki hızlılığa ve parodiye dönüşmüş taraflarına takılmazsanız hakikaten güzel bir seyirlik oluyor karışık kaset. zira, ben ilişkinin 30 yıla yayılmış tavrını sadece romantik bulurken asıl babanın izinden yürüyen oğlunun armut dibinine düşer misali müziği içselleştirmesi ve babanın hakikaten o bulunmaz nadir plağı ankara'dan getirdiğinde hissettiği o coşkuyu anlamlandırabildiğim ölçüde filmi daha da sevdim. çünkü baba hobilerini o denli her şeyin önüne almıştı ki bu uğurda sevdiği insanları kaybediyordu..(mesela eşini) evi yakıp yıkıyordu ama her şey o anlık hissedilen tutkularla, müzikle manidardı. tabii böyle bir coşkudan ve ev ortamından oğul da nasibini alıyor ve babasının açtığı yolda yürüyüp o üzerinde hayli uğraşılmış kitabı bitirip belki de babasına vefa borcunu ödüyordu.
    --spoiler--

    --spoiler--
    bir sahne var ya ulaş saçma sapan bir şekilde yer de cd'yi arıyor ve bulamıyor masadakilerden izin istiyor. akabinde cd'ye yani sezen aksu'ya dair birkaç yorum yapan masaya ayaklı bir kütüphane misali ders veriyor. albümün yanlış söylenmiş isminden tutun da çıkışına, hikayesine her derinliği onda mevcut çünkü. bazı şeyler bazı insanlar için fazlaca önemli olurken diğerleri için o kadar mühim olmayabiliyor.
    --spoiler--

    --spoiler--
    kitap yazımında görüldüğü an mutlu kılan benim için ayrı önemi olan tülay german ve ankara'dan getirilen silüetler plağı kadar en iyi türk ozan olarak mazhar alanson isimleri bir nevi saygı duruşuydu.

    --spoiler--

    her ne kadar sarp apak üzülmeyi, ağlamayı film boyunca beceremediyse de özge özpirinçci ile uyumluydular.

    izleyin, hoş vakit geçirin.

    10 üzerinden 7.

    edit: unutmadan ulaş'ın en yakın arkadaşıyla kavga ettiği tekne sahneleri abartılıydı. toptan olmasa yokluğu dert olmazdı.
    2 ...