buket

entry30 galeri
    13.
  1. Psikolojimi alt üst eden bir koku bırakmıştı.... Neyse şimdi olayı baştan alayım.. Hava alanında onu karşıladığımda üzerinde beyaz yarım bir tişört, bir sırt çantası ve hafif mi hafif hırkası vardı. Geldiğinde sanki kış ortasında kokan güneş yağı gibi esmer, parlak ve yazdı. iki bira içmeliydik onu eve bırakmadan. içtik... Sohbetinden heyecan damlıyordu bütün yaşanmışlıklarına rağmen.. Çok seviyordu belli ki yaşamayı ama bir o kadar da sevmiyormuş gibi davranmak endişesine sahipti. Acılarımızdan da konuştuk sonraları.. Konuşurken izlediğim pigmenti bol tenindeki deryaydı aslında. Pek de anlamıyordum dediklerini. Buğu ve sis... Duman ve malt... Titreme ve heyecan sarmıştı ki tüm bedeni, bir anda kara mı kara bir sevdada buldum kendimi. Gözlerinden damlayan "hey ben buradayım ve küçük bir tek ısırımlık likörlü çikolatayım" cümlesi beni alıp susam sokağını izlerken kurduğum seks fantezilerime götürüyordu. Sonra onu evine bıraktım. Sonra tekrar görüştük. Sonra tekrar konuştuk. Sonra tekrar"hey ben seni çok seviyorum ama artık pek de gücüm yok" cümleleri damarlandı pıt pıt sanki zarif boynunda. Sonra uyuduk. Uyurken sevmediğimiz adamların sevmediğimiz şarkılarıyla dalga geçer gibi mutluyduk. Sonra seviştik. Erken boşalmayı sanırım orada yaşadım ilk defa. Ve anladım ki incecik, tül gibi bir teni olan, çikolata kalıbı kokan, hislerinde biraz Marie Antoinette saklayan bir kadın daima erken boşalmaya sebep olur. Ve geç boşalmak bir başarı değil, aşksızlığın belirtisiymiş. Sonra hep geç boşaldım. Geç boşalan bir adam ise hep Marie Antoinette arayan bir çocukmuş aslında.
    2 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük