bu toplulukların alım güçlerini karşılaştırmak için bulundukları ekonomik yapıyı incelemek gerek. diğer tüm veriler aynıysa;
1000 lira kazanan kişi lükse yöneleceği için gerekli harcamaları düşerken lüks tüketim harcamaları yüksek olacaktır. örneğin mâlikânelerde yaşamak, bugatti veyron'a binmek gibi... 100'er lira kazanan bölüm ise fazla lükse kaçmadan, daha yüksek yaşam standardında yaşıyor olacaklar. eli yüzü düzgün apartman daireleri, alfa romeo giulietta'lar. 25 lira kazanan 100 kişi ise yerli ya da ikinci el arabaya binecek, sosyal-kültürel faâliyetlere de bütçe ayırabilecekler. 10 lira alan 90 kişi ise toplu taşımadan başka bir şey görmeyecek, ay başını zor getirecek.
işin satın alma gücüne gelirsek... toplulukları farklı devletlerde yaşıyor olarak düşünürsek;
birinci grup abdgini katsayısı çok yüksek bir ülke olacak. bu fiyatları yükseltirken toplumun genelinin satın alma gücünü olumsuz etkileyecek.
ikinci grup ise gini katsayısı sıfır olduğu için enflasyona bulaşmayacak ve satın alma gücünü belli bir çizginin üstünde tutacak.
resmî rakamlara göre %10, gerçek rakamlara göre ise %20'nin üstünde işsizlik; 15 milyon kişinin asgari ücrete tâlim etikleri bir ülkede, yani toplumun 20 milyonunun yıllık 10.000 lira kazanamadıkları gsyih'nın 15-20 bin dolar bandında olduğu söyleniyorsa orada bir sorun vardır. 20 milyon kişi 4000 dolar bile almıyorsa kalanların ne kazandıklarını bir düşünün bence. bir de yılda cebine 4000 dolar giren yurttaşın ne yediği ne içtiğini tabii.