bir çocuk sokakta oynayan arkadaşlarına imrenerek bakıyor.
arkadaşları telli arabalarını süslemiş, misketlerini çıkarmış oynuyorlar, ama bu fakir çocuğu aralarına almıyorlar.
çocuk üzgün bir şekilde evlerinin önünde duran sokak terliklerini alıp diğer çocukların yanına gidiyor, sokak terliklerini araba yapıp oynamaya başlıyor. diğer çocuklar alay ediyorlar tabi bununla.
derken çocuğun babası geliyor ve yere çömeliyor, başlıyor çocukla birlikte terliklerle arabacılık oynamaya.
diğer çocuklar imreniyor bu sefer, çünkü onların babaları onlarla bir kez bile oynamış değil.
işte o gün anlıyor küçük bilal, o gün anlıyor baba sevgisinin her şeyin üzerinde olduğunu.
babacığı ile geçirdiği 1 dakikanın dünyanın en pahalı oyuncaklarından daha değerli olduğunu.
ve bugün diyor ki;
"iyi ki ben tayyip erdoğan'ın çocuğuyum..."
ezilenlerin gür sesi o,
suskunların hür sesi o,
göründüğü gibi olan,
gücünü milletten alan,
mazlumlara sırdaş olan, gariplere yoldaş olan bir adam o...