insanlık tarihi, politeizmle başladı diyenler, 19. yüzyılın pozitivist fikirlerine körü körüne iman eden feylesoflardır.
auguste comte gibiler, ''dünyada evvelâ çok tanrılılık vardı, sonra tek oldu, sonra da hiç olmayacak!'' diyerek ilerlemeci tarih metotlarının tecessüm etmiş bir halini ilan etmişlerdi.
fakat, o zamanlar insanların ''dünya tarihi çok tanrıcılıkla başladı'' demesinin sebebi, henüz sümerlerin bile bilinmiyor olmasıydı. insanlık tarihi o zamanlar antik yunan'dan başlardı. milattan önce 10.000 yılına kadar giderdi tarih bilgisi.
hâlbuki insanlar sayıları 60'dan başlayarak geriye doğru sayarak bulmadılar tanrıları. Önce bir'den başladı ve gitti her şey. Bir olmadan çok nasıl olsun be adam? insan ''tanrı'' mefhumunu bilmeden, birden fazla tanrı uydurabilir mi? siz bana ''insanlar 90'dan aşağı doğru sayıyorlardı, 1'den 90'a kadar saymadılar'' diyorsunuz. Basitleştirerek anlatayım: bir insanın Tanrı diye bir şeye iman etmesi için önce Tanrının ne olduğunu bilmesi gerek. Tanrı diye ''bir şey''in farkında değilsen, güneşe Tanrı diyemezsin
bakınız, james churchward ne diyor: ''ilk din tek tanrılıydı!''
peki ya Mircea Eliade ne diyor: tüm dinlerin kökeninde ortak bir ''gökteki üstün yaratıcı'' olgusu vardır ve diğer tanrıların sonradan türetilmiştir! yani bir esas ilah ve küçük yanında küçük tanrıcıklar... aynı zamanda ''ilk insan dindar insandır'' diye de ekliyor.
hayır efendim; insanlık tarihi muvahhid iman ile başlamıştır, tevhid inancı ile!