çocukluğumun ve ilk gençlik yıllarımın geçtiği,istanbul'a bu kadar yakın, mavi ile yeşilin buluştuğu, eskiden çok daha elit ve güzide olan sevgili heybeliada da olup,bu güzelim havada çam limanında kıyıda taş sektirirken yüzlerine çarpan rüzgarı,küçük tur(aşıklar turu) yada büyük turda çam polenlerinin sararttığı yollarda yürüyüş yaparken mis gibi havayı içlerine çekip,kuş sesleriyle bozulan sessizliği dinleyen, sokaklarda gezerken evlerin bahçelerinde açmış mis gibi leylak,hanımeli,mimoza kokularıyla mest olan şanslıların içinde bulunduğu durum.yada sadece vapurdan inip,değirmen burnuna yürüyüp,buldukları bir masada oturarak güneşin,çamların, denizin ve arkadaşlarla birlikte olmanın tadını çıkarıyor olmak..*