Kendisi toplumdaki imajını bu konuda çok iyi kullanmaktadır. Toplum üzerindeki etkisini Türk Sineması sektörü üzerinde kullanarak maddi bir çıkar sağlayan, Şahan Gökbakar gibileridir kendisi.
Türk Sineması'nın ticari bir amaç güdülmesinden önce kendine has bir felsefesi vardı. Toplumun aksayan yönlerini gözler önüne sermek, Türk siyasetinin karanlık tarafını izleyiciye göstermek, en önemlisi de bir konu ile ilgili yergide bulunmak. Türk Sineması'nın özü "yergi"dir. Zamanla bu özünden kaymaya başlar Türk Sineması. Önce erotik film furyası başlar. Sonra da Türk Sineması'nın potansiyel bir maddi gelir kaynağı olduğu anlaşılır.
Siz Yılmaz Güney'in sadece maddi gelir elde etmek için mi Türk Filmi çektiğini sanıyorsunuz? Üstelik onca sıkıntıya çekmiş olmasına rağmen.
Siz "Derman" filminde Hülya Koçyiğit ve Tarık Akan'ın 4 metre kar altında maddi çıkar elde etmek için mi film çektiğini sanıyorsunuz?
Siz kendisine ölmeden önce, "Filmleriniz geçmişten günümüze kadar hala izleniyor. Bu konuda ne dersiniz?"diye sorulan Kemal Sunal'ın; "Demek ki geçmişten günümüze kadar bu ülkede hiçbir şey değişmemiş." diye cevap verirken, sadece maddi çıkar elde etmek için mi film çektiğini düşünüyorsunuz?
Siz Yılmaz Erdoğan'ın "Vizontele" filmini sizi sadece güldürmek için mi film çektiğini sanıyorsunuz?
Siz buna benzer daha çok şey düşünebilir ve sanabilirsiniz. Ama unutulmaması gereken şey şudur ki;
"Halkın haykırıp sesini duyuramadığı zaman başvurduğu bir yerdir Türk Sineması. Aydınların; toplumun, devletin, siyasetin aksayan yanlarını kâh güldürerek, kâh ağlatarak gösterdiği bir yerdir Türk Sineması. "
Neredeyse cep telefonu kamerası ile film çeken Cem Yılmaz, Türk Sineması'nı geliştirmek için ne işlemiştir filmlerinde? Bir vizyon, bir misyon olarak ne katmıştır Türk Sineması'na?
