yıldız kenter, gazanfer özcan, erol günaydın, hüseyin avni danyal bu filmi mahsun yönetiyor diye gocunmasınlar ama bizim halk-i faraiye "ığğğ mahsun muuu? olamaz yaa o adam mı yönetmenmiş inanmıyoooruuuuaaammm" modunda takıla dursun, isterseniz şu kıralamayan ön yargıyla devam edelim.
Şimdi bi kere en başta şunu söyleyeyim, filmi izlemedim. O yüzden bana filmin içeriği, senaryosu, oyunculukta çıkartılan iş, görüntü açılarının, müziklerin kullanılması vs. vs. konularında tek kelime etmek düşmez. ha eğer öyle bir şeyde yapılıyorsa b.k yemekten başka bir şey değildir.
Evet filmi o öteleştirdiğimiz, kro(!), pis kokulu(!), ağzı soğan kokan mahsun kırmızıgül yönetiyor. işte tam bu noktada da "ego" devreye giriyor. Ne diyor bu ego? diyor ki "oğlum sen manyak mısın? bu filme gidipte etrafa nasıl mahsun'un filmine gittim ben dersin" diyor. çünkü adam tek karesini bile izlemediği filme baştan kusmaya hazır.
Yani rahatsızlık "bir başkası ne der rezil oluruz" ile başlıyor. Efendim filmde ajitasyon varmış, babam ve oğlum'u izleyip zırıl zırıl ağlarken bi bok yoktu ama değil mi? mahsun kırmızıgül'ü kişilik olarak, karakter olarak sevmeyebilirsiniz. Bu çok normal. Ama bu sevmediğiniz adam bir iş yapmışsa ve yapılan işi bile görmeye gerek kalmadan bol keseden sallamaya başlarsanız o zaman karakterini sevmediğiniz adamı bırakır sizin karaktersizliğinize tükürürüm ben.
bizi bizden uzaklaştıran bu ön yargılar olmadı mı? bu yanlış anlaşılma korkuları yüzünden belki de ağzımızın ucuna kadar gelen "allah razı olsun"ları yutkunur olmadık mı?
Bakın, bir başkaları tarafından entellektüel, bilgili, kültürlü, zevkine tapılası insan rolleri yapabilirsiniz. Bu beni de ilgilendirmiyor. Ama sırf sen böyle gözükeceksin diye bir adama tu kaka deyip onun yaptığı her şeyede bok atmaya kalkarsan orda dur derim arkadaş!
Senin bu ego saplantın için bir başkasının sırtına basamaz, ezemezsin.