17 kasım cumartesi saat 17:00'de başlayıp 18 kasım pazar sabah saat 06:00'da bitmiş olan zirve... (oha kaç saat lan bu)
zirvenin ilk mekanı olan yeşilçam cafe'ye zirve saatinden önce gelen yazarların nasıl oldugunu anlamadığım halde benim ayırttığım yere oturmaları ile başlamıştır... -ki ben yer ayırtırken uludag sözlük değil de kendi adımı verdim o çok memeli hatun'a-
benim de mekanı bulmam zor olmadı hatta o kadar güzel bir mekan seçmişim ki kendimle gurur duydum... çalışanları güzel olmasa da diğer masada pek güzel hatun kişileri mevcuttu... * 20-25 kişinin katılımı ile ilk zirve ayağı bol sohbet ile tüketilip maziye karışmıştır... bir ara can sıkıntısından musette, karga, trixx ve hattori, ben, fishandcips, metropol denilen salak oyunu bile oynadık... hatta gözümü bürüyen para hırsı yüzünden trixx ve hattori'nin yeşil sermayesine yaranmak için "yaşasın şeriat" sloganları attım... para işte adama neler yaptırıyor... 20:00 civarı ki tam mekandan kovulmak üzereydik... garsonlar artık masada kimse bişey tüketmeyince bana tip tip bakmaya başlamışları... yahu arkadaşlar neden bişi içmiyorsunuz bak sizin yüzünüzden cafeden komisyonumu alamadım... aç kaldım... -ühühühü-
hem cebimize uygun, hem fasıl, hem de gönüller bir olsun diye ayarladığım mekana gittik... herkes bizden önce gelmiş hazır beklerken biz içeri girdik... hatta şef beni görünce "abi hoşgeldiniz, biz de programı başlatmak için sizi bekliyorduk dedi *... sonrasında limitli, limitsiz, rakı, bira, şarap kombinasyonlarına musette'nin dogum günü kutlaması eklenmiş güzelce eğlenilmiş olup dertler kederler geçici olarak servis dışı bırakılmıştır... ve en sonunda da gecenin asıl boması olan, yakın zamanda askere gidecek kardeşim karpuzkabugu için özel olaral yurt dışından getirdiğim dansöz sahne almıştır... aman alahım o ne kıvrak bel, o hatlar, senkronize hareketler kadın oynamıyor yaşıyordu... içimizden bazılarının dansözün gögsüne para şıkıştırıkenki fotoları cüz-i miktarlar karşılı satılacaktır bilginiz olsun...
daha sonrasında mühendishane zirvesi sonunda da oldugu gibi tophane'ye gidildi... ama şunu anladım adamlar gece saat 2, öğlen saat 4, farketmiyor her türlü kazıklıyorlar... tophane'de ödediğimiz hesap fasılda gelenin %25'i... oha yanı bu kadar da olmaz... ayıptır... günahtır aq...
tophane sonrası çöplüğe dönmüş midlerimizi toparlaması için sabah saat 06:00 gibi tekrardan taksim'e çıkıp çorba içmekle bitirdiğimiz zirve olup mühendishane zirvesinden sonra eglencenin dibine vurulmuş en güzel gün olarak hatıralarımızda yer etmiştir...
--spoiler--
ah o dansözü hiç unutmayacağım...
--spoiler--
yeşilçam cafe'ye gelenlerin nicklerini tek tek yazamayacağım kusura bakmasınlar ama fasıl ekibini aşağıda görebilirsiniz...
dogum günü çocugu olan musette ve en büyük asker bizim asker olan karpuzkabugu'nu gönüllerince eğlendirmiş olmaktan kalan katılımcılarında gönüllerince eğlendiğini düşündüğüm -ki hiç durmadan saatlerce gülmek bu anlama geliyor olsa gerek- zirve...
ne zirve mi? buna artık zirve dememek lazım... di mi füleyman?
gelmeyen/gelemeyenlerin yerine hiç eğlenmedik kusura bakmayın... kendimiz ve sağımızdaki için eğlendik...