4 senedir hayalini kurduğum şey. bir insanın hayatından 4 sene boku bokuna gider mi? benim gitti.
üniversitem bildiğin yüksek lise ayarında, hocalar lise hocası gibi, öğrenciler umursamaz, yurt ciddi anlamda embesil ve şakirt kaynıyor.
4 senedir 2. sınıftayım. üniversitedeki ilk 2 senem fena değildi aslında, yavaş yavaş alışmaya başlamıştım. fakat üçüncü seneden sonra böğrüme bir öküz oturdu sanki. o öküzün adı "aitlik hissi" işte. onu oradan kaldıramadım, kaldırmaya çalıştıkça daha da kök saldı. kendimi o okula, o yurda ait hissedemedim bir türlü. öte yandan da kendimi aileme karşı borçlu hissediyordum, çünkü zor şartlar altında beni okutmaya çalışıyorlardı ve biricik oğullarının okulu 4 senede bitiremeyeceğini (çoğu dersi son derece sıkıcı bulduğum için gitmeyip devamsızlıktan kalmıştım, gittiğim dersler de sıkıcı olduğu için en arkaya geçip kitap okurdum. o yüzden vize ve finaller de göte girdi) ilk defa öğrendikleri zaman 1 hafta benimle konuşmadılar.
daha sonra işler daha da kötüleşti. aileme son derece mutsuz olduğumu, şansımı tekrar denemek istediğimi, ikinci üniversitemde bambaşka biri olacağımı söylememe rağmen beni anlayamadılar. annem o şokla kalp krizi geçirdi (neyse ki ucuz atlattı), babam telefonun başında rage'e bağlayıp bela üstüne bela okumaya başladı. araya başka akrabalar girdi. "sage hide okulunu bitirsin, özellikle buraya (istanbul) sakın gelmesin" dediler. bütün bunlar niçin oldu peki? biricik oğulları okulu 4 senede bitirip diplomayı onlara veremeyecek diye. sanki sürünün bir parçası olmak zorundayım anasını satayım. sürüden ayrılacağım işte. kurt kaparsa kapsın.
artık onlar mutlu olacak diye kendi kendimi mutsuz etmekten bıktım usandım. geçen sene bütün bu yaşananlara rağmen sınava (ygs) girdim ama hem moralim bozuk olduğu için, hem de doğru dürüst çalışamadığım için barajı bile geçemedim. şimdi üniversitede 4. senemdeyim. 2015'te tekrar başvuracağım ve tekrar sınava gireceğim. fakat bu sefer aileme tercih yapmayacağım konusunda yalan söylemek zorundayım. her ne kadar aileme yalan söylemek hiç hoşuma gitmese de baskıcı tutumları yüzünden beni çoğu zaman mecbur bırakıyorlar. sonra da yalanım ortaya çıkınca hain evlat oluyorum.
şu sıralar kendimi avutma aşamasındayım. 25-30 yaş aralığında ilk defa üniversiteye gidenler de var, hiç gidemeyenler de var. ailemin bu kadar tatava yapma sebebi ise sadece para. başka hiçbir şey değil. artık onlara ihtiyacımın olmadığını kanıtlama zamanı geldi. sırf para gönderiyorlar diye hayatıma müdahale etmeye hakları yok. "harçlık gönderiyorsak bizim sözümüz geçer" düşüncesinden tiksiniyorum.