Kollanmış bir bütün oluşturur mu sefil parçalarım? Masum tanrıçaların arsız çırpınışları mı kurtarır beni; yoksa yalancı meleklerin gülümseyen dokunuşları mı?
Tuzlu sularda boğulur mu yaşanmış yalanlar? Umut şaşırtabilir mi göğe bakanları, utangaç bir gökkuşağı bağışlayarak?
Ne bir bütün ne çok parça; ben ve yalnız ben puslu bir çizgide yürüyoruz. Ben konuşuyorum, yalnız ben duymuyor. Yalnız ben dokunuyor, ben hissetmiyorum. Çığlıklarımız buluşuyor uzak bir geçmişte biz diye. Sükunetimiz ayrılıyor uzak bir gelecekte ben ve ben diye.
Ve galiba umut pusları yarıyor renk cümbüşüyle. Yolun sonu görünüyor. Ben kendimden ayrılıyorum