Doğum günlerinin kutlanma sebebini merak ettiğimiz zamanlardı. Kafamızdaki sorulara cevap verebilmek için çok fazla zamana ihtiyaç vardı. Hoyrattık sözde her birimiz zamana karşı; ancak zamandı yumuşakça hırpalayan bizi.
Bir bilge çıkageldi zamana aldırmayan çizgilere sahip. Kimsenin doğum günlerinin bir çeşit zaman ölçme aracı olduğunu düşünemediğini fark etti. Yaşlanıyorduk ve birinin bize bunun güzel bir şey olduğunu anlatması lazımdı ya da bir şekilde kandırılmaktı bu bizim için. Döküldü dudaklarından bilgenin o anlamlı yanılgılar silsilesi.
Bir insan doğmuş diyecekler soğuk bir bozkır gecesinde,
Bir insan doğmuş diyecekler yalnızlığın unutulduğu bir mevsimde,
Bir insan doğmuş diyecekler hatırlanırsa belki
Bir insan ölmüş diyecekler bir defaya mahsus ve
Ölmüş olmak doğmuş olmak kadar hatıra getirmeyecek o insanı
Kim hatırlanmak istemez ki
Kim yaşamak istemez ki '
Yaşlanmak umurumuzda değildi artık. Hatırlanmaya değer bir ömür yaşamak istiyorduk ve doğum günlerimiz bizim geçmişi gözden geçirme periyotlarımızdı.