benim gibi ortalama-bazılarına göre skindirik- algılara hitap etmeyen semih kaplanoğlu filmi.sinemeya iyi vakit geçirmeye giden bir insan evladı olarak sıkıldım ne yalan söyleyeyim,bazı bünyeler tarafından "dejenere olmuş" şeklinde itham edilmemek için beğendim mi diyeyim? içinde bir tane bile dişe dokunur diyalog bulunmayan filmi "hımm buradaki göndermeyi herkes çözümleyemez şekerim" şeklinde öveyim mi? ayrıca son olarak zengin ve sıcak kasaba kültürünün hangi sahnelerde detaylandırıldığını da merak etmiyor değilim,acaba eski arkadaşıyla iki bira çakan yusuf karakteri mi yoksa gölcük yolunda uğradıkları teyze mi böyle bir intiba bıraktı ben anlayamadım. son olarak dedim ama değinmek istediğim bir şey daha var,son zamanlarda sanat filmi diye adlandırılan filmleri beğenmemek nedense "kültürsüzlük" veya "benliğini kaybetmek" olarak adlandırılmaya başlandı ki bu da gayet nahoş bir durum yaratmakta.örneğin bir insan "mayıs sıkıntısı" filmini gerçekten sıkıntı olarak değerlendiriyorsa hemen faşizan bir tavırla "sen ne anlarsın lan" şeklinde yaftalanıyor.bu da ortalama izleyicinin beğenmeme hakkını elinden alıyor.*