telefon uzun uzun çaldı. elaman çabuk gel diyordu. sesinde atmosforik bir basınç vardı. belli ki heyacanlanmıştı. kurnaz titrek sesinden aşırı bir ekşın seziliyordu. sırıtarak telefonu kapattı. belli beni meraklandıracaktı. aynı semtte oturuyorduk. mesafe yakın olduğu için eşofmanımla mı gitsem diye düşündüm ama vazgeçtim. belki kız olayı vardır dedim. temiz ve güzel bir spor keten gömlek giydim. kapağı olmayan orjinal parfüm dükkanından aldığım bvlgari parfümümden 3-4 fıs sıktım. abartmamak lazım. kendi kokumu asla bastıramaz hiç bir orjinal parfüm. hülasa uzatmayayım arkadaşım son katta oturuyordu. 10 dakikada gelmiştim. gel gel diye beni banyoya soktu. lan oğlum tercihlerin mi değişti dedim. suratına baktım. ziktirtme tercihine dedi. nereye geleyim dedim. üstten açılmış banyo penceresinin orayı gösterdi. bak dedi karşı daireye.. olaya bak amk. ama karanlık dedim. elektrik lambasına dokunacaktım. sakin haa gel oğlum manyak mısın beni dinle dedi.
odaya girdim.
gördüklerimi anlatacağım şimdi. akşam 8 suları. sanırım banyo penceresini ciddiye almadıklarından olsa gerek perdeyi çekmemişlerdi. sanki ekrana ışıklarla film yansıtılmış gibiydi. odada boyalı olduğu belli sarı saçlı 30 yaşlarında ama kilolu beyaz tenli bir kadın vardı. duştan yeni çıkmış saçları ıslak kurulanıyordu. içine siyah dantelli bir iç çamaşırı giymişti. elinde telefonu habire bir şeyler yazıyordu. sonra türbanlı bir kadın girdi 28-30 yaşlarında olduğunu tahmin ediyorum. türbanını çıkardı önce. sonra kıyafetlerini. sanırım o da duşa girdi. 5 dakika sonra odaya girdi. soyundu yatağa uzandı. itiraf etmem gerekirse sarı saçlıdan çok daha güzel bir vücuda sahipti. ressam olsam nü tablosunu hemen oracıkta çizerdim. derken kapıdan bir adam girdi 32-34 yaşlarında olduğunu sanıyorum. aceleyle soyundu. bu kısma bakamadım. gözlerimi kapattım. arkadaşım nefessiz izliyordu. içimden amk senin dedim. yüzüne söyleyemedim. sonra 3.kişi bu yabancı erkek türbanlı bacının üstüne çıktı. sonra diğeri geldi. sarı saçlı bu sefer 3.kişi erkeğin üstüne çıktı. kim kime dalıyor, ne oluyor belli değildi. türbanlı bacının yaptıklarını görünce içimde kocaman cam bir vazo kırıldı. yüreğimdeki ceylan tam sekerken yere düşmeden koca namlulu makineli tüfeklerle tarandı. delik deşik olmuştum. koşarak uzaklaştım.
arkadaş denen zat hala oradaydı. banyo camında kıpırtısızdı.
