yiğit bir delikanlı girdi içeri. ''memur abi ben bir adam öldürdüm'' dedi. zannettik ki rihanna'nın şarkısını söylüyor*. ancak ''cidden öldürdüm abi'' dedi. tabii şaşkınız biz de, kim kendini ele verir ki? neyse; aldık bunu sorgu odasına, başladık sormaya; ''kimi öldürdün? ne zaman? nasıl oldu?'' vs. soruyoruz...
bayağı bayağı anlatıyor falan. derken; ulan bu ipne birden ''ben şaka yaptım abi'' demesin mi?
''lan'' dedik ''sen gel bakalım az hele''. koyduk önüne bir bardak çay. sıcak hatta dumandan çay gözükmüyor amk. ''iç lan'' dedik. baktık bir yudum aldı, dili yandı. ''iç lan! bitir, fondiple!'' dedik. bu tecavüz edilimiş bambi gibi bakıyor. ''ne bakıyosun lan içsene piç!!'' diye bağırdım. bu iyice tırsmaya başladı. götü sırılsıklam oldu terden. bir an gaza geldi, yarısına kadar vurdu. ''aaaaağğğhğhh abi yanıyom abi''... ''siktir lan'' dedik. ''iç çabuk bitir!''. bu yarram hala rakun gibi suratımıza bakıyor.
tuttum bunun kafayı vurdum duvara. dedim ''bak beni deli etme, çok pis yaparım!''. daha çok tırstı ama nafile, içmiyor amına kodumun çayını. aldım elime çayı ''aç lan'' dedim ''ağzını!''. açtırdım, döktüm içeri. öksüre öksüre yarısını tükürdü, kalanı boğazını yaktı. bir kısmı da belli ki tıkamış, öksürmeye başladı. yerde yatıyor bu gırtlağını tutarken; ''dersini aldın mı şerefsiz!?'' dedim. ''ha ha haldım habi''. ibne zekiydi h'li konuşuyor ki ağzındaki sıcaklık gitsin diye. her kelimesinde hohluyor piç.
