newyork kiliselerinin istanbul camilerinden çok olması durumu.
istanbul için normal bir durumdur. üç bin gayet yeterli bir sayıdır.
newyork'a gelecek olursak yirmi bin kilise az bile. arkadaşlar bizim camileri oranın kiliseleriyle karıştırmayalım. bizde cami demek; her müslümanın koşulsuz şartsız içine girip ibadet edebileceği bir hane, allah'ın evi.
onlar için kilise ise mezhep mezhep hatta tarikat tarikat ayrılır. misal bizde şiiler, sünniler daha da ayrıntıya girelim nurcular, süleymancılar nasıl kafasına göre istediği camiye gidip ibadetini yapabiliyorsa ve bu o kadar doğalsa, normal bir şey ise orada da tam tersi. bu söylediklerimin tam zıttı geçerlidir.
her mezhebin hatta her cemaatin kilisesi ayrıdır. farklı mezhepten bir hristiyan diğer mezhebin kilisesine kati surette giremez. girmez değil bakın dikkat edin giremez diyorum. yani görevliler içeri almazlar. bir kere üye olmanız şartı var. buda nakite bakar, bildiğiniz keş para. öyle bedava yok. kilise üye olan insanlardan öyle hiçte küçümsenmeyecek miktarlarda aydatlar alır. ve ayrıca zorunlu bağış adı altında bir parada vardır.
siz ne zannediyordunuz. öyle filmlerdeki gibi değil işler anlayacağınız. parayı veren ibadetini yapar. beleş yok.
bu sebeptendir ki o yirmi bin kiliseyi mezheplere, cemaatlere, tarikatlara böldüğünüz zaman aslında az bile kalır.
