hayatımın önünden akıp giden binlerce berbat olay, hayatımızın önünden geçen sayısız kitlesel rezilliklerimiz, kaybettiklerim, kaybettiklerimiz, yaşamak isteyip yaşayamadıklarımız, hayalini kurmakla yetinmek zorunda olduklarımız, çözülemeyen binöerce karmaşa...
içi boş bir hayat yaşamak zoruma gidiyor, geçmişime takılı kalmak canımı sıkıyor, yaşamaktan da sıkılıyorum aslında.
ama 9 yaşında dünya tatlısı bir oğlum var. bana hala ihtiyacı olduğunu biliyorum. ondan vazgeçemiyorum. her akşam eve dönüşümde hoş geldin babacım diye atlayışlarını hatırlıyorum, ona yaşatmayı aklımdan bile geçiremediğim acıları düşünüyorum.
arada kalmışlığın verdiği bir yorgunluk, bir huzursuzluk.
yutkunamıyorum.